# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَمْ عِنْدَهُمُ الْغَيْبُ فَهُمْ يَكْتُبُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Em ‘indehumu-lġaybu fehum yektubûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Yoksa gaybe ait bilgiler onların yanında da, oradan istedikleri gibi mi yazıp duruyorlar? |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Yahut gaybın bilgisi onların nezdinde de, onlar mı (istedikleri gibi) yazıyorlar? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Yoksa, gaybın bilgisi kendilerinin katında da onlar mı yazıyorlar? |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Yahut gayb (Levh-i Mahfuz) kendi yanlarında da onlar mı (bundan aktarıp) yazıyorlar? |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Yoksa gayb onların yanlarında da onlar mı yazıyorlar? |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Yoksa gayb yanlarında da onlar mı yazıyorlar? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Yahud gayb, yanlarındadır da onlar (bunu ondan) mı yazıyorlar? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Yoksa gayb (Levh-i Mahfûz) onların yanında da, onlar (ondan) mı yazıyorlar? |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Yoksa gayb (Allah'ın ilmi) yanlarında da, onlar (ondan) mı yazıyorlar? |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Yoksa onların yanlarında gayb mi vardır ki, artık onlar yazıveriyorlar? |
11. | Ümit Şimşek Meali | Yahut yanlarında gayb bilgisi var da ona bakarak mı yazıyorlar? |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Or that the Unseen is in their hands, so that they can write it down? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kalem Sûresi 47. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...