Kalem Sûresi(68) 32. Ayet


32 / 52


# Meal Ayet
Arapça عَسٰى رَبُّنَٓا اَنْ يُبْدِلَنَا خَيْرًا مِنْهَٓا اِنَّٓا اِلٰى رَبِّنَا رَاغِبُونَ
Türkçe Okunuşu * ‘Asâ rabbunâ en yubdilenâ ḣayran minhâ innâ ilâ rabbinâ râġibûn(e)
1. Ömer Çelik Meali “Umarız ki Rabbimiz bize bu bağın yerine daha iyisini verir. Çünkü biz bundan böyle artık Rabbimize yöneliyor, O’nun hoşnutluğunu arzuluyoruz.”
2. Diyanet Vakfı Meali Belki Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Çünkü biz (artık) Rabbimizi(O'nun hoşnutluğunu) arzuluyoruz.
3. Diyanet İşleri (Eski) Meali "Belki Rabbimiz bize bundan daha iyisini verir; doğrusu artık, Rabbimizden dilemekteyiz."
4. Diyanet İşleri (Yeni) Meali “Umulur ki, Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Çünkü biz artık Rabbimizi arzulayanlarız.”
5. Elmalılı Hamdi Yazır Meali Ola ki Rabbimiz bize onun yerine daha hayırlısını verir. Biz Rabbimize yönelir, ondan umarız.
6. Elmalılı Meali (Orjinal) Meali Ola ki rabbımız bize onun yerine daha hayırlısını vere, her halde biz bütün rağbetimizi rabbımıza çeviriyoruz
7. Hasan Basri Çantay Meali «(Eh) Rabbimizin bize, bunun yerine, ondan daha hayırlısını vermesi me'müldür. Biz (bütün dilek ve isteklerimizi artık) gerçekden Rabbimize çevirenleriz».
8. Hayrat Neşriyat Meali “Olur ki Rabbimiz, bize onun yerine ondan daha hayırlısını verir. Şübhesiz biz,(artık) Rabbimize (O'nun rızâsına) yönelenleriz!”
9. Ali Fikri Yavuz Meali Umulur ki Rabbimiz, bize, onun yerine daha hayırlısını verir. Muhakkak biz, Rabbimizden hayır istiyenleriz.”
10. Ömer Nasuhi Bilmen Meali Umulur ki Rabbimiz bize ondan daha hayırlısını bedel olarak verir, şüphe yok ki biz teveccüh edip Rabbimizin affını rica edenleriz.»
11. Ümit Şimşek Meali “Ama bakarsın, Rabbimiz bunun yerine daha iyisini bize verir. Biz artık Rabbimize yöneliyoruz.”
12. Yusuf Ali (English) Meali "It may be that our Lord will give us in exchange a better (garden) than this: for we do turn to Him (in repentance)!"
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir.
Kalem Sûresi 32. ayetinin tefsiri için tıklayınız
* Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir.


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2023/11/al-i-imran-suresinin-200-ayeti-ne-anlatiyor-193583-m.jpg
Al-i İmran Suresinin 200. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اصْبِرُوا وَصَابِرُوا وَرَابِطُوا وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ Ey iman ed ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2023/11/al-i-imran-suresinin-191-ayeti-ne-anlatiyor-193556-m.jpg
Al-i İmran Suresinin 191. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ يَذْكُرُونَ اللّٰهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلٰى جُنُوبِهِمْ وَيَتَفَكَّرُونَ ف۪ي خَلْقِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْض ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2023/11/al-i-imran-suresinin-185-ayeti-ne-anlatiyor-193540-m.jpg
Al-i İmran Suresinin 185. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: كُلُّ نَفْسٍ ذَٓائِقَةُ الْمَوْتِۜ وَاِنَّمَا تُوَفَّوْنَ اُجُورَكُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِۜ فَمَنْ زُحْزِحَ عَنِ النَّارِ وَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2023/11/al-i-imran-suresinin-175-ayeti-ne-anlatiyor-193524.jpg
Al-i İmran Suresinin 175. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّمَا ذٰلِكُمُ الشَّيْطَانُ يُخَوِّفُ اَوْلِيَٓاءَهُۖ فَلَا تَخَافُوهُمْ وَخَافُونِ اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ İşte o ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2023/11/haber-cumlesiyle-baslayan-sureler-193506-m.jpg
Haber Cümlesiyle Başlayan Sureler

Kur’an’da haber cümlesiyle başlayan sûreler şunlardır; Bir haber veya bilgi vererek söze başlayan sûrelerin sayısı yirmi birdir. HABER CÜMLESİYLE BA ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2023/11/unlemle-baslayan-sureler-193492-m.jpg
Ünlemle Başlayan Sureler

Ünlemle başlayan sûreler şunlardır: ÜNLEMLE BAŞLAYANLAR “Ey” mânasındaki “yâ eyyühâ” ile başlayan on sûre vardır. Bunların beşinde “Ey nebî!” (el-A ...