# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِذَا تُتْلٰى عَلَيْهِ اٰيَاتُنَا قَالَ اَسَاط۪يرُ الْاَوَّل۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | İżâ tutlâ ‘aleyhi âyâtunâ kâle esâtîru-l-evvelîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Ona âyetlerimiz okunduğunda: “Bunlar, öncekilerin masalları!” der, geçer. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Ona âyetlerimiz okunduğu zaman o, «Öncekilerin masalları!» der. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Ayetlerimiz ona okunduğu zaman: "Öncekilerin masalları" der. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Âyetlerimiz kendisine okunduğu zaman, “Öncekilerin masalları!” der. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kendisine âyetlerimiz okunduğunda: "Eskilerin masalları" der. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Karşısında âyetlerimiz okunurken «eskilerin masalları» dedi |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Karşısında âyetlerimiz okunduğu zaman o, «Evvelkilerin masalları» demişdir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ona (onlardan birine), âyetlerimiz okunduğu zaman: “Evvelkilerin masalları!” dedi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ona âyetlerimiz (Kur'an) okunduğu zaman; “- Eskilerin masalları...” demiştir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ona karşı Bizim âyetlerimiz okunduğu zaman dedi ki: «Evvelkilerin meseleleridir.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ona âyetlerimiz okunduğunda, “Eskilerin efsaneleri” der. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | When to him are rehearsed Our Signs, "Tales of the ancients", he cries! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kalem Sûresi 15. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...