# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَذَرْن۪ي وَمَنْ يُكَذِّبُ بِهٰذَا الْحَد۪يثِۜ سَنَسْتَدْرِجُهُمْ مِنْ حَيْثُ لَا يَعْلَمُونَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Feżernî vemen yukeżżibu bihâżâ-lhadîś(i)(s) senestedricuhum min hayśu lâ ya’lemûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Rasûlüm! Artık şu Kur’an’ı yalanlayanla beni başbaşa bırak! Yakında biz onları bilemeyecekleri, farkına varamayacakları yerden yavaş yavaş helâke sürükleyeceğiz. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Resûlüm!) Sen bu sözü (Kur'an'ı) yalan sayanı bana bırak (kendini üzme). Biz onları, bilmedikleri bir yönden yavaş yavaş azaba yaklaştırıyoruz. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Kuran'ı yalanlayanları Bana bırak; Biz onları bilmedikleri yerden yavaş yavaş azaba yaklaştıracağız. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | (Ey Muhammed!) Bu sözü (Kur’an’ı) yalanlayanlarla beni baş başa bırak. Biz onları bilemeyecekleri biçimde adım adım helâka yaklaştıracağız. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bu sözü yalanlayanı bana bırak. Onları bilmedikleri yönden derece derece azaba yaklaştıracağız. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O halde bana bırak bu sözü tekzib edenleri, biz onları istidrac ile çıkarır, bilemiyecekleri cihetten yuvarlarız |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Artık bu sözü yalan sayanları bana bırak. Biz onları, kendilerinin bilmeyecekleri bir cihetden, derece derece azaba yaklaşdırıyoruz. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Ey Resûlüm!) Artık bu sözü (Kur'ân'ı) yalanlayanları bana bırak! Yakında onları, bilmedikleri yerden yavaş yavaş (azâba) yaklaştıracağız! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O halde (Ey Rasûlüm), bu Kur'an'ı yalan sayanları bana bırak, (sen kalbini onlarla meşgul etme. Ben onların hakkından gelirim). Biz, onları, bilemiyecekleri yönden derece derece azaba yaklaştırırız; (Onlara sıhhat ve bol nimet veririz de, onu haklarında iyi zannederler. Halbuki o kâfirlere verdiğimiz bu mühletin sonu fecidir). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık bu kelâmı tekzîp edenleri bana bırak. Onları bilmedikleri bir taraftan derece derece (azaba) yaklaştıracağız. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Bu sözü yalanlayanı Bana bırak. Onları ummadıkları yönden yavaş yavaş helâke yaklaştıracağız. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Then leave Me alone with such as reject this Message: by degrees shall We punish them from directions they perceive not. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kalem Sûresi 44. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: وَاٰتُوا الْيَتَامٰٓى اَمْوَالَهُمْ وَلَا تَتَبَدَّلُوا الْخَب۪يثَ بِالطَّيِّبِۖ وَلَا تَأْكُلُٓوا اَمْوَالَهُمْ اِلٰٓى اَ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اصْبِرُوا وَصَابِرُوا وَرَابِطُوا وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ Ey iman ed ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ يَذْكُرُونَ اللّٰهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلٰى جُنُوبِهِمْ وَيَتَفَكَّرُونَ ف۪ي خَلْقِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْض ...
Ayet-i kerimede buyrulur: كُلُّ نَفْسٍ ذَٓائِقَةُ الْمَوْتِۜ وَاِنَّمَا تُوَفَّوْنَ اُجُورَكُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِۜ فَمَنْ زُحْزِحَ عَنِ النَّارِ وَ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّمَا ذٰلِكُمُ الشَّيْطَانُ يُخَوِّفُ اَوْلِيَٓاءَهُۖ فَلَا تَخَافُوهُمْ وَخَافُونِ اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ İşte o ...
Kur’an’da haber cümlesiyle başlayan sûreler şunlardır; Bir haber veya bilgi vererek söze başlayan sûrelerin sayısı yirmi birdir. HABER CÜMLESİYLE BA ...