# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَلَا يَظُنُّ اُو۬لٰٓئِكَ اَنَّهُمْ مَبْعُوثُونَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Elâ yazunnu ulâ-ike ennehum meb’ûśûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Sahi onlar, yeniden diriltileceklerini hiç akılarına getirmezler mi? |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 4, 5, 6. Onlar düşünmezler mi ki, büyük bir günde (hesap vermek için) diriltilecekler! Öyle bir gün ki, insanlar o günde âlemlerin Rabbinin huzurunda divan duracaklardır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 4,5. Bunlar, büyük bir günde tekrar dirileceklerini sanmıyorlar mı? |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 4,5,6. Onlar, büyük bir gün; insanların, âlemlerin Rabbinin huzurunda duracakları gün için diriltileceklerini sanmıyorlar mı? |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onlar tekrar diriltileceklerini zannetmiyorlar mı? |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | 4,5. Zannetmez mi bunlarki büyük bir gün için ba's olunacaklar? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Saahiden onlar (öldükden sonra) diriltileceklerini sanmıyor (lar) mı, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 4,5. Onlar, gerçekten kendilerinin, (dehşeti pek) büyük bir gün için yeniden diriltilecek kimseler olduklarını sanmıyor(lar) mı? |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Bunlar, zannetmezler mi ki, öldükten sonra kendileri diriltecekler, |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Onlar sanmıyorlar mı ki şüphe yok onlar diriltileceklerdir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlar birgün diriltileceklerini hiç ummuyorlar mı: |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Do they not think that they will be called to account?- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mutaffifin Sûresi 4. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...