# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | خِتَامُهُ مِسْكٌۜ وَف۪ي ذٰلِكَ فَلْيَتَنَافَسِ الْمُتَنَافِسُونَۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Ḣitâmuhu misk(un)(c) vefî żâlike felyetenâfesi-lmutenâfisûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Bir içecek ki, içimi bittiğinde ağızda misk kokusu bırakır. İmrenip yarışacak olanlar, işte bu cennet devleti için yarışsınlar! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onun içiminin sonunda misk kokusu vardır. İşte yarışanlar ancak onda yarışsınlar. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 25,26. Sonunda misk kokusu bırakan, ağzı kapalı saf bir içecekten içerler. İyi şeyler için yarışanlar, bunun için yarışsınlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onun (içiminin) sonu bir misktir (ağızda misk gibi koku bırakır). İşte yarışanlar, bunun için yarışsınlar. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onun sonu misktir. İşte ona imrensin artık imrenenler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Hıtamı misk, işte ona imrensin artık imrenenler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | ki onun (içiminin) sonu bir miskdir. O halde nefaset isteyenler bunu arzuu etmelidir (ler). |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ki onun sonu misktir (içtikten sonra misk kokusu gelir)! İşte, (nefis şeyleri zevk edip) yarış(arak rağbet göster)enler, o hâlde ancak bunda yarışsınlar! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onun, (içinde şarab bulunan kabın) mühürü misktir. Artık imrensin imrenecekler... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Onun nihâyeti misktir, artık ziyâde rağbet gösterenler, bunun hakkında rağbet göstersinler. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Bir şarap ki, bittiğinde misk kokar. İmrenecek olanlar işte buna imrensin. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | The seal thereof will be Musk: And for this let those aspire, who have aspirations: |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mutaffifin Sûresi 26. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...