# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّ الَّذ۪ينَ اَجْرَمُوا كَانُوا مِنَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يَضْحَكُونَۘ | |
Türkçe Okunuşu * | İnne-lleżîne ecramû kânû mine-lleżîne âmenû yadhakûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Günahlara dalmış inkârcı suçlular, dünyada iken mü’minlerle alay edip, onlara gülüyorlardı. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Şüphesiz günahkârlar, (dünyada) iman edenlere gülerlerdi. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Suçlular, şüphesiz, inanmış olanlara gülerlerdi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şüphesiz günahkârlar, (dünyada) iman edenlere gülüyorlardı. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Doğrusu o suç işleyenler inananlara gülüyorlardı. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Evet, o cürm işleyenler iyman edenlere gülüyorlardı |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Hakıykat, günâh işleyen (o kâfir) ler îman edenlerden kimine gülerlerdi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Şübhesiz ki o suç işleyen (kâfir)ler, bir kısım îmân edenlere (dünyada iken)gülerlerdi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Doğrusu o günahkar müşrikler, iman edenlere gülüyorlardı. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Muhakkak o kimseler ki günah işlemişlerdi, imân etmiş olanlara gülerlerdi. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Dünyada, mücrimler iman edenlere gülerlerdi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Those in sin used to laugh at those who believed, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mutaffifin Sûresi 29. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...