# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاِذَا رَاَوْهُمْ قَالُٓوا اِنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ لَضَٓالُّونَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-iżâ raevhum kâlû inne hâulâ-i ledâllûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Mü’minleri gördükleri zaman da: “Bunlar gerçekten sapıtmış tipler!” diyorlardı. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Müminleri gördüklerinde: «Şüphesiz bunlar sapıtmış» derlerdi. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İnananları gördükleri zaman: "Doğrusu bunlar sapık olanlardır" derlerdi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Mü’minleri gördükleri vakit, “Hiç şüphe yok, şunlar sapık kimselerdir” diyorlardı. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Müminleri gördükleri vakit; "işte bunlar sapıklar" diyorlardı. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve onları gördükleri vakıt ha, işte bunlar sapıklar diyorlardı |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Onları gördükleri zaman «Bunlar muhakkak sapıklardır» terlerdi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve onları gördüklerinde: “Şübhesiz bunlar gerçekten sapıtmış kimseler!” derlerdi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Müminleri gördükleri vakit: “- İşte bunlar sapıklardır.” diyorlardı. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve onları gördükleri vakit derlerdi ki: «İşte bunlar sapıklardır.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onları gördüklerinde ise “İşte bunlar sapıklar” derlerdi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And whenever they saw them, they would say, "Behold! These are the people truly astray!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mutaffifin Sûresi 32. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَمْ يَقُولُونَ افْتَرٰيهُۜ قُلْ اِنِ افْتَرَيْتُهُ فَعَلَيَّ اِجْرَام۪ي وَاَنَا۬ بَر۪ٓيءٌ مِمَّا تُجْرِمُونَ۟ Yoksa “Bu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَاَخْبَتُٓوا اِلٰى رَبِّهِمْۙ اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ الْجَنَّةِۚ هُمْ ف۪ ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَمْ يَقُولُونَ افْتَرٰيهُۜ قُلْ فَأْتُوا بِعَشْرِ سُوَرٍ مِثْلِه۪ مُفْتَرَيَاتٍ وَادْعُوا مَنِ اسْتَطَعْتُمْ مِنْ دُونِ ا ...
Zebâniler, insanları cehenneme sevkeden ve cehennemi yöneten meleklerdir. Kur’an-ı Kerim’de zebânilerden bahseden ayetler şunlardır: ZEBANİLER İLE İL ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَمَا مِنْ دَٓابَّةٍ فِي الْاَرْضِ اِلَّا عَلَى اللّٰهِ رِزْقُهَا وَيَعْلَمُ مُسْتَقَرَّهَا وَمُسْتَوْدَعَهَاۜ كُلٌّ ف۪ي ك ...
Ayet-i kerimede buyrulur: وَاِنْ يَمْسَسْكَ اللّٰهُ بِضُرٍّ فَلَا كَاشِفَ لَهُٓ اِلَّا هُوَۚ وَاِنْ يُرِدْكَ بِخَيْرٍ فَلَا رَٓادَّ لِفَضْلِه۪ۜ يُص۪ ...