# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَلَّذ۪ينَ اِذَا اكْتَالُوا عَلَى النَّاسِ يَسْتَوْفُونَۘ | |
Türkçe Okunuşu * | Elleżîne iżâ-ktâlû ‘alâ-nnâsi yestevfûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar, insanlardan bir şey ölçerek aldıkları zaman tastamam alırlar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 1, 2, 3. İnsanlardan alırken ölçüp tarttıklarında tam, onlara vermek için ölçüp tarttıklarında ise noksan yapan hilekârlara yazıklar olsun! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 1,2,3. İnsanlardan, kendileri bir şeyi ölçerek aldıkları zaman tam alan; ama onlara bir şeyi ölçüp tartarak verdiklerinde eksik tutan kimselerin, vay haline! |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlar insanlardan (bir şey) ölçüp aldıkları zaman, tam ölçerler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onlar insanlardan kendilerine bir şey aldıkları zaman tam ölçerler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ki nâs üzerinden kendilerine ölçtükleri zaman tam basarlar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Ki onlar insanlardan ölçekle aldıkları zaman (haklarını) tastamam alanlar, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Onlar ki, insanlardan ölçerek (bir şey) aldıkları zaman, tam alırlar. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ki onlar, insanlardan ölçüp (haklarını) aldıkları zaman, tam olarak alırlar. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O kimseler ki, nâs aleyhine ölçtükleri zaman tam ölçer alırlar. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlar insanlardan birşey ölçerek aldıklarında tastamam alırlar. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Those who, when they have to receive by measure from men, exact full measure, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mutaffifin Sûresi 2. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...
İsra suresinin 107. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 107. Ayet Arapça: قُلْ اٰمِنُوا بِه۪ٓ اَوْ لَا تُؤْمِنُواۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِل ...