# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | ثُمَّ يُقَالُ هٰذَا الَّذ۪ي كُنْتُمْ بِه۪ تُكَذِّبُونَۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Śumme yukâlu hâżâ-lleżî kuntum bihi tukeżżibûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Sonra da kendilerine: “İşte budur sizin yalanlayıp durduğunuz azap!” denecektir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Sonra onlara: «İşte yalanlamış olduğunuz (cehennem) budur» denilir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Sonra da: "yalanlayıp durduğunuz işte budur" denecektir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Sonra da onlara, “Yalanlamakta olduğunuz işte budur” denecektir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sonra da onlara: "İşte bu, yalanlayıp durduğunuz şeydir" denilecek. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Sonra da denecek: işte bu, sizin o tekzîb edip durduğunuz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Sonra da (onlara) «İşte (bu azâb) sizin yalan saymakda devam etdiğiniz şeydir» denilecek. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Sonra da (onlara): “İşte kendisini yalanlamakta olduğunuz (azab), budur!” denilecektir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Sonra (onlara) şöyle denilecek: “- İşte (dünyada) inkâr etmiş olduğunuz (azab) budur.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Sonra denilir ki: «İşte bu, sizin kendisini yalanladığınız şeydir.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Sonra da onlara “İşte budur yalanladığınız şey!” denecektir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Further, it will be said to them: "This is the (reality) which ye rejected as false! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mutaffifin Sûresi 17. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Furkân sûresinin 6. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 6. Ayet Arapça: قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ ...
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...