# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّٓا اَرْسَلْنَا نُوحًا اِلٰى قَوْمِه۪ٓ اَنْ اَنْذِرْ قَوْمَكَ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَأْتِيَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ | |
Türkçe Okunuşu * | İnnâ erselnâ nûhan ilâ kavmihi en enżir kavmeke min kabli en ye/tiyehum ‘ażâbun elîm(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Biz Nûh’u, “Başlarına pek acı bir azap çökmeden önce halkını uyar!” diye kavmine peygamber olarak gönderdik. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Kendilerine yakıcı bir azap gelmeden önce kavmini uyar, diye Nuh'u kendi kavmine gönderdik. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Milletine can yakıcı bir azap gelmezden önce onları uyar" diye Nuh'u milletine gönderdik. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şüphesiz biz Nûh’u, kavmine, “Kendilerine elem dolu bir azap gelmeden önce kavmini uyar” diye peygamber olarak gönderdik. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Gerçekten biz Nûh'u kavmine gönderdik, "kavmine acı bir azap gelmezden önce onları uyar" diye. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Haberiniz olsun ki biz Nuhu kavmına gönderdik, kavmını inzar et diye, gelmezden evvel onlara bir azâbı elîm |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Hakıykat, biz Nuuhu kavmine gönderdik. «Kendilerine elem verici bir azâb gelmezden evvel kavmini (onunla) korkut» diye. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Şübhesiz ki biz Nûh'u kavmine: “Kendilerine çok elemli bir azab gelmeden önce, kavmini korkut!” diye gönderdik. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Gerçekten biz, Nûh'u kavmine gönderdik: “-Kavmine acıklı bir azab gelmezden önce onları korkut” diye... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Muhakkak ki, Nûh'u kavmine gönderdik, kendilerine bir elîm azap gelmeden evvel kavmini korkut diye. |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Başlarına acı bir azap gelmeden önce onları uyar” diye, Biz Nuh'u kavmine gönderdik. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | We sent Noah to his People (with the Command): "Do thou warn thy People before there comes to them a grievous Penalty." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Nuh Sûresi 1. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...