# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَمَنْ يُضْلِلِ اللّٰهُ فَمَا لَهُ مِنْ وَلِيٍّ مِنْ بَعْدِه۪ۜ وَتَرَى الظَّالِم۪ينَ لَمَّا رَاَوُا الْعَذَابَ يَقُولُونَ هَلْ اِلٰى مَرَدٍّ مِنْ سَب۪يلٍۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Vemen yudlili(A)llâhu femâ lehu min veliyyin min ba’dih(i)(k) ve terâ-zzâlimîne lemmâ raevû-l’ażâbe yekûlûne hel ilâ meraddin min sebîl(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Allah kimi şaşırtır ve saptırırsa, artık onu koruyup doğru yola iletecek bir dostu olmaz. Böyle zâlimlerin, azapla karşılaştıklarında: “Eyvâh! Dünyaya geri dönmenin bir yolu yok mu acaba?” diye feryat ettiklerini göreceksin. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Allah kimi saptırırsa, bundan sonra artık onun hiçbir dostu yoktur. Azabı gördüklerinde zalimlerin: Dönecek bir yol var mı? dediklerini görürsün. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Allah kimi saptırırsa, artık onun bundan sonra bir dostu olmaz. Azabı gördüklerinde, zalimlerin: "Dönecek bir yol yok mudur?" dediklerini görürsün. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Allah, kimi saptırırsa artık bundan sonra onun hiçbir dostu yoktur. Azabı gördüklerinde zâlimlerin, “Dünyaya dönmek için bir yol var mı?” dediklerini görürsün. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Allah kimi saptırırsa artık bundan sonra onun için hiçbir dost yoktur. Sen, azabı gördüklerinde zalimlerin: "Acaba dönecek bir yol var mıdır?" dediklerini görürsün. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Her kimi de Allah şaşırtırsa artık ondan sonra ona hiç bir veliy yoktur ve göreceksin o zalimleri azâbı gördükleri vakıt diyecekler: var mı geri dönmiye bir yol? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Allah kimi şaşırtırsa bundan sonra onun hiçbir haamîsi yokdur. O zaalimleri göreceksin ki onlar azâbı gördükleri zaman «(Dünyâye) geri dönmiye bir yol var mı?» diyeceklerdir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve Allah (küfürlerindeki inadları sebebiyle) kimi dalâlete atarsa, artık bundan sonra onun için hiçbir dost yoktur. Azâbı gördüklerinde ise, o zâlimleri: “(Dünyaya) geri dönecek bir yol var mı?” derlerken görürsün. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Her kimi de Allah saptırırsa, artık bundan sonra onun hiç bir yardımcısı yoktur; ve o zalimleri göreceksin ki, onlar azabı görünce şöyle diyecekler: “- Var mı geri dönmeye bir yol?” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve Allah kimi sapıklıkta bırakırsa artık onun için ondan sonra bir velî yoktur. Ve zalimleri göreceksin ki, azabı gördükleri zaman diyeceklerdir ki: «Acaba geri dönmeye bir yol var mıdır?» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Allah kimi saptırırsa, artık onun dostu olmaz. Zalimleri de görürsün ki, azabı gördükleri zaman “Geri dönmenin bir yolu yok mu?” demektedirler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | For any whom Allah leaves astray, there is no protector thereafter. And thou wilt see the Wrongdoers, when in sight of the Penalty, Say: "Is there any way (to effect) a return?" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şûrâ Sûresi 44. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...
Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...
"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...
Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...
Enbiya suresinin 37. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 37. Ayet Arapça: خُلِقَ الْاِنْسَانُ مِنْ عَجَلٍۜ سَاُر۪يكُمْ اٰيَات۪ي فَلَا تَسْتَعْجِ ...
Saff sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 14 âyettir. İsmini, 4. ayetinde geçen صَفًّا (saffen) kelimesinden alır. Sûrenin “İsa” ve اَلْحَوَارِيُّونَ (Hav ...