# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَللّٰهُ الَّذ۪ٓي اَنْزَلَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ وَالْم۪يزَانَۜ وَمَا يُدْر۪يكَ لَعَلَّ السَّاعَةَ قَر۪يبٌ | |
Türkçe Okunuşu * | (A)llâhu-lleżî enzele-lkitâbe bilhakki velmîzân(e)(k) vemâ yudrîke le’alle-ssâ’ate karîb(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Allah, gerçekleri ortaya koymak için kitabı indirmiş ve insanlar arasında doğrulukla hükmedilmesi için adâlet kanunlarını bildirmiştir. Ne biliyorsun, belki de kıyâmetin vakti yakındır! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Kitab'ı ve mizanı hak olarak indiren Allah'tır. Ne biliyorsun, belki de kıyamet saati yakındır! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Gerçekten Kitap'ı ve ölçüyü indiren Allah'tır. Ne bilirsin, belki de kıyamet saati yakındır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Allah, hak olarak Kitab’ı ve mizanı indirendir. Sen nereden bileceksin belki de o saat (kıyamet) yakındır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bu kitabı ve ölçüyü hakla indiren Allah'tır. Ne bilirsin, belki de kıyamet saati yakındır! |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O Allahdır ki hakka dâir kitab ve mîyzan indirdi ve ne bilirsin belki saat yakındır |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Allah, hakkın ikaamesine sebeb olmak üzere kitab (lar) ı ve mîzânı indirendir. Ne bilirsin, belki de o saat yakındır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Allah, kitâbı ve mîzânı (adâleti) hak ile indirendir. Hem ne bilirsin, belki de kıyâmet yakındır! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O Allah'dır ki, hakkı beyan (ve ikame) için, kitabı ve adaleti indirdi. Ne bilirsin, belki kıyamet yakındır. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Allah, o zâtdır ki, bihakkın kitabı ve mizanı indirdi ve sana ne bildirir? Belki o Kıyamet yakındır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | O Allah ki, kitabı ve mizanı hak ile indirdi. Nereden bileceksin, belki de kıyametin vakti yakındır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | It is Allah Who has sent down the Book in Truth, and the Balance (by which to weigh conduct). And what will make thee realise that perhaps the Hour is close at hand? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şûrâ Sûresi 17. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...
İsra suresinin 107. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 107. Ayet Arapça: قُلْ اٰمِنُوا بِه۪ٓ اَوْ لَا تُؤْمِنُواۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِل ...