# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَمَنِ انْتَصَرَ بَعْدَ ظُلْمِه۪ فَاُو۬لٰٓئِكَ مَا عَلَيْهِمْ مِنْ سَب۪يلٍۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Velemeni-ntesara ba’dezulmihi feulâ-ike mâ ‘aleyhim min sebîl(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Haksızlığa uğradıktan sonra kendilerini savunanlara gelince, böyleleri için bir kınama ve cezalandırma söz konusu olamaz. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Kim zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa, artık onlara yapılacak bir şey yoktur. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Zulüm gördükten sonra hakkını alan kimselere, işte onların aleyhine bir yol yoktur. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Zulme uğradıktan sonra, kendini savunup hakkını alan kimseye (ceza vermek için) bir yol yoktur. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Zulme uğradıktan sonra hakkını alan kimseye gelince, işte onların aleyhinde ceza vermek için herhangi bir yol yoktur. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve elbette her kim zulm olunduktan sonra öcünü alırsa artık onlar üzerine (ceza için) yol yoktur |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Kim kendisine (yapılan) zulmün ardından herhalde hakkını alırsa bunlar aleyhinde (mes'uliyyete) bir yol yokdur. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Kim de gerçekten zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa, işte onlar var ya, kendileri aleyhine (kendilerinin suçlanabileceği) hiçbir yol yoktur. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Kim, kendisine edilen zulümden sonra hakkını alırsa, artık böyleleri üzerine (ceza için) bir yol yoktur. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve her kim zulmolunduktan sonra hakkını alırsa artık onların üzerine bir yol yoktur. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Zulme uğradıktan sonra hakkını alan kimseyi suçlamak için bir yol yoktur. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | But indeed if any do help and defend themselves after a wrong (done) to them, against such there is no cause of blame. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şûrâ Sûresi 41. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Sabiîlik, El-Cezîre’de ortaya çıkan ve Hz. Yahyâ’ya (as.) bağlı olduğu ileri sürülen bir Yahûdi-Hristiyan mezhebi veya ışık-karanlık düalizmine dayalı ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّ فِي اخْتِلَافِ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَمَا خَلَقَ اللّٰهُ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَّقُونَ ...
Peygamberimizin (s.a.v.) ismi Kur’an-ı Kerim’de beş defa geçmektedir. Peygamberimiz (s.a.v.) Kur’an’da dört defa “Muhammed”, bir defa da “Ahmed” olara ...
Ayet-i kerimede buyrulur: لَقَدْ جَٓاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ اَنْفُسِكُمْ عَز۪يزٌۘ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَر۪يصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْمِن۪ينَ رَؤُ۫فٌ رَ ...
"O, suyu acı ve tatlı iki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir." (Rahmân Sûresi 19) "Fakat aralarında bir engel vardır; onu aşıp da birbi ...
Ayet-i kerimede buyrulur: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَكُونُوا مَعَ الصَّادِق۪ينَ Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten ...