# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّ هٰذِه۪ تَذْكِرَةٌۚ فَمَنْ شَٓاءَ اتَّخَذَ اِلٰى رَبِّه۪ سَب۪يلًا۟ | |
Türkçe Okunuşu * | İnne hâżihi teżkira(tun)(s) femen şâe-tteḣaże ilâ rabbihi sebîlâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Kur’an’ın bu korkutucu âyetleri, bir öğüttür, bir hatırlatmadır. Artık kurtulmak isteyen, kendisini Rabbine ulaştıracak bir yol tutsun! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | İşte bu (anlatılanlar), şüphesiz bir öğüttür. Artık kim dilerse Rabbine (varan) bir yol tutar. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Doğrusu bu anlatılanlar birer öğüttür. Dileyen kimse, Rabbine doğru giden bir yol tutar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şüphesiz bunlar bir öğüttür. Kim dilerse Rabbine ulaştıran bir yol tutar. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İşte bu bir öğüttür. Artık dileyen Rabbine bir yol tutar. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | İşte bu bir tezkiredir, artık dileyen rabbına bir yol tutar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | İşte bu (korkutucu âyetler) hakıykî birer öğüddür. Artık kim dilerse Rabbine bir yol edinir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Şübhesiz ki bu (âyetler), bir nasîhattir. Artık isteyen, Rabbine doğru bir yol tutar. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İşte, bu âyetler, bir öğüddür; artık istiyen (iman eder, öğüd alır da) Allah'ına giden bir yol tutar. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Şüphe yok ki bu bir mev'izadır, artık kim dilerse Rabbine bir yol tutar. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Bu bir öğüttür; artık dileyen Rabbine doğru bir yol tutar. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Verily this is an Admonition: therefore, whoso will, let him take a (straight) path to his Lord! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Müzzemmil Sûresi 19. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...