# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَذَرْن۪ي وَالْمُكَذِّب۪ينَ اُو۬لِي النَّعْمَةِ وَمَهِّلْهُمْ قَل۪يلًا | |
Türkçe Okunuşu * | Ve żernî velmukeżżibîne ulî-nna’meti ve mehhilhum kalîlâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Nimetler içinde yüzdükleri halde seni ve dâvetini yalanlayanları sen bana bırak ve onlara biraz süre tanı. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Nimet içinde yüzen o yalancıları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Varlık sahibi olup da seni yalanlayanları Bana bırak; onlara az bir mehil ver. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Nimet içinde yüzen o yalanlayıcıları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | O yalanlayıcı zevk ve refah sahiplerini bana bırak, onlara biraz mühlet ver. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve bırak da bana o tekzîb edici zevk-u refah sahiblerini, mühlet ver onlara biraz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Yalan sayacak olan o varlık saahiblerini bana bırak ve onlara biraz mühlet ver. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Refah sâhibi (varlıklı) o yalancıları ise, bana bırak ve onlara biraz mühlet ver! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Ey Rasûlüm, seni) inkâr eden o refah sahiblerini bana bırak ve onlara biraz mühlet ver; (yakında Bedir savaşında ve kıyamette onların cezasını vereceğim). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve o nîmet sahipleri olan mükezzipleri bana bırak ve onlara biraz mühlet ver. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Nimetler içinde yüzen yalanlayıcılara biraz süre tanı ve onları Bana bırak. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And leave Me (alone to deal with) those in possession of the good things of life, who (yet) deny the Truth; and bear with them for a little while. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Müzzemmil Sûresi 11. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...
Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...
Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...
"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekte ...