# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَطَعَامًا ذَا غُصَّةٍ وَعَذَابًا اَل۪يمًا | |
Türkçe Okunuşu * | Ve ta’âmen żâ ġussatin ve ’ażâben elîmâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Boğaza takılıp öteye geçmeyecek korkunç dikenli yiyecekler ve pek acı bir azap var. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 12, 13. Hiç şüphesiz bizim nezdimizde (onlar için hazırlanmış) boyunduruklar, yakıcı bir ateş, boğazdan geçmez bir yiyecek ve elem verici bir azap vardır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 12,13. Şüphesiz katımızda onlar için ağır boyunduruklar, cehennem, boğazı tıkayan bir yiyecek ve can yakan azap vardır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 12,13. Çünkü bizim yanımızda (kâfirler için) bukağılar vardır, cehennem vardır, boğazdan zor geçen yiyecekler vardır ve elem dolu bir azap vardır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Boğaza duran bir yiyecek, elem verici bir azap var. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve buğaza duran bir ta'am ve bir azâbi elîm var |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | boğazda tıkanıb kalan bir yiyecek var. (Bunlardan başka da) elem verici bir azâb var, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Bir de boğaza duran bir yiyecek ve (pek) elemli bir azab (vardır)! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Bir de boğaza takılıp kalan bir yiyecek var. Ayrıca acıklı bir azap da var. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve boğaza tıkanıp duran bir taam ve pek acıklı bir azap vardır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Boğazdan geçmeyen yiyecekler ve acı bir azap var. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And a Food that chokes, and a Penalty Grievous. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Müzzemmil Sûresi 13. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...