# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَعَصٰى فِرْعَوْنُ الرَّسُولَ فَاَخَذْنَاهُ اَخْذًا وَب۪يلًا | |
Türkçe Okunuşu * | Fe’asâ fir’avnu-rrasûle fe-eḣażnâhu aḣżen vebîlâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Ne var ki Firavun o Peygamber’e karşı geldi; biz de onu şiddetli bir tutuşla yakalayıp cezalandırdık. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Ama Firavun o peygambere karşı gelmiş, biz de onu ağır ve çetin bir şekilde muaheze etmiştik. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Ama Firavun o peygambere karşı gelmişti de onu çok ağır bir şekilde tutup cezalandırmıştık. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Ama Firavun o peygambere isyan etti, biz de onu ağır ve çetin bir şekilde yakalayıverdik. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Firavun o elçiye isyan etmişti. Biz de onu ağır bir yakalayışla yakaladık. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ki Fir'avn o Resule ısyan etti de biz onu vehîm bir tutuşla tuttuk alıverdik |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Fir'avn, o peygambere ısyânetdi de biz de onu ağır ve çetin bir tutuşla yakalayıverdik. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Fakat Fir'avun o peygambere isyân etmişti de onu şiddetli bir yakalayışla tutuverdik. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Öyle ki, Firavun o peygambere isyan etti, biz de onu şiddetli bir azabla yakalayıverdik. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Fir'avun ise o Resûle isyan etti, artık o Fir'avun'u bir şiddetli yakalamakla yakaladık. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Fakat Firavun peygambere karşı geldi; Biz de onu şiddetli bir azapla yakaladık. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | But Pharaoh disobeyed the messenger; so We seized him with a heavy Punishment. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Müzzemmil Sûresi 16. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...