Meal | Sure | Ayet | Karşılaştır |
---|---|---|---|
Ömer Çelik | Zâriyât / 31 | İbrâhim: “Gelişinizin asıl sebebi nedir, ey elçiler?” diye sordu. |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 32 | Şöyle cevap verdiler: “Biz, günahlara batmış inkârcı bir topluma gönderildik.” |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 33 | “Üzerlerine pişirilmiş çamurdan taşlar yağdıracağız.” |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 34 | “Hiçbir sınır tanımayan ve Allah’ın verdiği kabiliyet ve imkânları boşa harcayan her bir kimse için Rabbinin katında özel olarak işaretlenmiş taşlar!” |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 35 | Bunun üzerine, Lût kavmini helâk etmeden önce orada bulunan bütün mü’minleri çıkardık. |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 36 | Zâten orada bir ev halkı dışında başka müslüman da bulamadık. |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 37 | Neticede, geride kalan zâlimleri helâk ettik ve o can yakıcı azaptan korkanlar için orada ibret alınacak bir işaret bıraktık! |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 38 | Mûsâ’nın kıssasında da alınacak ibretler vardır. Biz onu apaçık bir delille Firavun’a göndermiştik. |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 39 | Firavun ise var gücüyle ve bütün ordusuyla gerçeğe sırtını dönmüş ve: “Bu Mûsâ ya bir sihirbaz veya delinin biri!” demişti. |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 40 | Bunun üzerine biz de hem onu hem de ordularını kıskıvrak yakalayıp denizin dibine geçiriverdik. Firavun boğulurken yaptıklarına bin pişman kendini kınıyordu! |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 41 | Âd kavminin helâkinde de ibretler vardır. Onların üzerine biz her şeyi kasıp kavuran ve köklerini kurutan o kasırgayı göndermiştik. |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 42 | Öyle bir kasırga ki, uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu kavurup kül gibi savuruyordu. |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 43 | Semûd kavminde de ibretler vardır. Onlara: “Bir müddet daha dünya nimetlerinden faydalanın, bakalım” denmişti. |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 44 | Ama Rablerinin emrine karşı geldiler. Bunun üzerine dehşet içinde bakınıp dururlarken korkunç bir yıldırım onları çarpıverdi. |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 45 | Artık bir daha ne ayağa kalkabildiler, ne de kimseden yardım alabildiler! |
|
Mü’minûn suresi 97-98. ayetlerinde şöyle buyrulur: Mü’minûn Suresi 97-98. Ayetlerinin Arapçası: وَقُلْ رَبِّ اَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاط۪ ...
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...