# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّ رَبَّكَ لَبِالْمِرْصَادِۜ | |
Türkçe Okunuşu * | İnne rabbeke lebilmirsâd(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Çünkü Rabbin, kullarını devamlı sûrette gözetlemektedir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14. Görmedin mi, Rabbin ne yaptı Âd kavmine; direkleri (yüksek binaları) olan, ülkelerde benzeri yaratılmamış İrem şehrine, o vadide kayaları yontan Semûd kavmine, kazıklar (çadırlar, ordular) sahibi Firavun'a! Ki onların hepsi ülkelerinde azgınlık ettiler. Oralarda kötülüğü çoğalttılar. Bu yüzden Rabbin onların üstüne azap kamçısı yağdırdı. Çünkü Rabbin (her an) gözetlemededir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Doğrusu Rabbin hep gözetlemektedir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şüphesiz Rabbin, gözetlemededir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kuşkusuz Rabbin her an gözetlemededir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Şübhesizki Rabbın öyle mırsad ile gözetmektedir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Çünkü Rabbin şübhesiz ki rasad yerindedir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Şübhesiz ki Rabbin, elbette (her an) gözetlemededir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Şüphesiz ki Rabbin, (kullarının bütün yaptıklarını görüb) gözetleyendir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Şüphe yok ki, Rabbin görüp gözetmektedir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Çünkü Rabbin her an gözetlemektedir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | For thy Lord is (as a Guardian) on a watchtower. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Fecr Sûresi 14. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...