# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَفِرْعَوْنَ ذِي الْاَوْتَادِۙۖ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve fir’avne żî-l-evtâd(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Büyük saltanat ve çok sağlam kaleler sahibi Firavun’a? |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14. Görmedin mi, Rabbin ne yaptı Âd kavmine; direkleri (yüksek binaları) olan, ülkelerde benzeri yaratılmamış İrem şehrine, o vadide kayaları yontan Semûd kavmine, kazıklar (çadırlar, ordular) sahibi Firavun'a! Ki onların hepsi ülkelerinde azgınlık ettiler. Oralarda kötülüğü çoğalttılar. Bu yüzden Rabbin onların üstüne azap kamçısı yağdırdı. Çünkü Rabbin (her an) gözetlemededir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 9,10,11,12. Vadide kayaları kesip yontan Semud milletine, memleketlerde aşırı giden, oralarda bozgunculuğu artıran, sarsılmaz bir saltanat sahibi Firavun'a Rabbinin ne ettiğini görmedin mi? |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 6,7,8,9,10. (Ey Muhammed!) Rabbinin, (Hûd’un kavmi) Âd’e, şehirler içinde benzeri kurulmamış olan, sütunlarla dolu İrem’e, vadide kayaları oyan (Salih’in kavmi) Semûd’a, kazıklar sahibi Firavun’a ne yaptığını görmedin mi? |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kazıklar sahibi (güçlü, kuvvetli) Firavun'a? |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve o kazıkların sahibi Fir'avne |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | o kazıklar saahibi «Fir'avn» e. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve kazıklar sâhibi Fira'vun'a? |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Kalabalık ordu sahibi Firavun'a? |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve pek büyük sabit binalar sahibi olan Fir'avun'a da nasıl yaptı? |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ve güçlü saltanat sahibi Firavun'a? |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And with Pharaoh, Lord of Stakes? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Fecr Sûresi 10. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: فَلَمَّا ذَهَبَ عَنْ اِبْرٰه۪يمَ الرَّوْعُ وَجَٓاءَتْهُ الْبُشْرٰى يُجَادِلُنَا ف۪ي قَوْمِ لُوطٍۜ İbrahim cidden ağır ba ...
Her vesileyle kullarını hayra teşvik eden Rabbimiz, kullarına iyiliği öğretmek üzere şöyle buyuruyor: KUR’AN’IN ÖZETİ SAYILAN AYET-İ KERİME “İyilik, ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَخَذَ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا الصَّيْحَةُ فَاَصْبَحُوا ف۪ي دِيَارِهِمْ جَاثِم۪ينَۙ كَاَنْ لَمْ يَغْنَوْا ف۪يهَاۜ اَلَٓا اِنّ ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنّ۪ي تَوَكَّلْتُ عَلَى اللّٰهِ رَبّ۪ي وَرَبِّكُمْۜ مَا مِنْ دَٓابَّةٍ اِلَّا هُوَ اٰخِذٌ بِنَاصِيَتِهَاۜ اِنَّ رَبّ۪ي عَ ...
Rahmân sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 78 âyettir. İsmini 1. âyette geçen Allah Teâlâ’nın اَلرَّحْمٰنُ (Rahmân) ism-i şerîfinden alır. Bu isim, sûren ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: قَالَ رَبِّ اِنّ۪ٓي اَعُوذُ بِكَ اَنْ اَسْـَٔلَكَ مَا لَيْسَ ل۪ي بِه۪ عِلْمٌۜ وَاِلَّا تَغْفِرْ ل۪ي وَتَرْحَمْن۪ٓي اَكُنْ ...