# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَاَكْثَرُوا ف۪يهَا الْفَسَادَۙۖ | |
Türkçe Okunuşu * | Fe-ekśerû fîhâ-lfesâd(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Taşkınlıklarıyla oralarda çokça bozgunculuk yaptılar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14. Görmedin mi, Rabbin ne yaptı Âd kavmine; direkleri (yüksek binaları) olan, ülkelerde benzeri yaratılmamış İrem şehrine, o vadide kayaları yontan Semûd kavmine, kazıklar (çadırlar, ordular) sahibi Firavun'a! Ki onların hepsi ülkelerinde azgınlık ettiler. Oralarda kötülüğü çoğalttılar. Bu yüzden Rabbin onların üstüne azap kamçısı yağdırdı. Çünkü Rabbin (her an) gözetlemededir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 9,10,11,12. Vadide kayaları kesip yontan Semud milletine, memleketlerde aşırı giden, oralarda bozgunculuğu artıran, sarsılmaz bir saltanat sahibi Firavun'a Rabbinin ne ettiğini görmedin mi? |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 11,12. Bunlar şehirlerde azgınlık eden ve oralarda pek çok bozgunculuk çıkaran kimselerdi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Oralarda çok bozgunculuk yapmışlardı. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | onlarda fesadı çoğaltmışlardı |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | O suretle ki oralarda fesadı çoğaltmışlardı. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Böylece oralarda fesâdı çoğaltmışlardı. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Böylece oralarda fesadı çoğaltmışlardı. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Oralarda fesadı çoğaltmışlardı. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Oralarda fesadı arttırmışlardı. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And heaped therein mischief (on mischief). |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Fecr Sûresi 12. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...