Ahzâb Sûresi 63-68. Ayet Tefsiri


63-68 / 73


Ahzâb Sûresi Hakkında

Ahzâb sûresi Medine’de hicrî beşinci yılın sonlarında inmiştir. 73 âyettir. İsmini, 20. âyette geçen اَلأحْزَابُ (ahzâb) kelimesinden alır. “Ahzâb” topluluk, grup, parti, bölük gibi mânalara gelen اَلْحِزْبُ (hizb) kelimesinin çoğuludur. İnsanın her gün okumayı mutat hale getirdiği dua demetine ve Kur’an’da bir cüz’ün dörtte birine de hizb denilir. Bu sûrede “ahzâb” kelimesiyle, müslümanlara karşı savaşmak için birleşen müşrik Arap kabileleri ve onlara katılan diğer düşman güçleri kastedilir. Mushaf tertîbine göre 33, iniş sırasına göre 97. sûredir.

Ahzâb Sûresi Konusu

Resûlullah (s.a.s.)’in şahsında tüm mü’minlere Allah’tan korkup kâfirlere ve münafıklara itaat etmeme, Kur’an’a ittibâ ve Allah’a tevekkül gibi temel ahlâkî esaslara yer vererek başlayan sûrede üç mühim tarihî hâdiseden bahsedilir:

  Hicrî 5. yılın Şevvâl ayında vuku bulan Hendek, diğer ismiyle Ahzâb savaşı ve bu vesileyle münafıkların iç dünyalarının ortaya konması, ruh hallerinin tasvir edilmesi.

  Hicrî 5. yılın Zilkâde ayında yapılan Benî Kurayza gazvesi, bu vesileyle mü’minlere zafer ve ganimetlerin müjdelenmesi.

  Yine Hicrî 5. yılın Zilkâde ayında meydana gelen Peygamberimiz (s.a.s.)’in Hz. Zeynep’le evlenmesi ve bu hâdise esas alınarak evlatlıkla alakalı hükümlerin düzenlenmesi.

Bu hâdiseler Ahzâb sûresinin ne zaman indiği hususunda net bir fikir verdiği gibi, sûrede temas edilen diğer konular da bu üç ana hâdise etrafında döner durur. Hususiyle Resûlullah (s.a.s.)’in müstesnâ şahsiyeti, Allah katındaki değeri, kendisine ve hanımlarına mahsus evlenme, boşanma, örtünme hükümleri; mü’minlerin Efendimiz (s.a.s.) ve hanımlarıyla olan içtimâî münâsebetlerine dâir edep kâideleri beyân edilir. Allah ve Rasûlü’ne  karşı saygısız davranan kimselerin hem dünya, hem de âhiretteki fecî sonlarından birer manzara sunularak, mü’minlerin bu hususta daha dikkatli olmaları istenir. Sûre din ve kulluk emânetini taşımanın ehemmiyeti ve zorluğunu dile getirerek nihâyete erer.

Ahzâb Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada otuz üçüncü, iniş sırasına göre doksanıncı sûredir. Âl-i İmrân sûresinden sonra, Mümtehine sûresinden önce Medine’de inmiştir. İbn İshak’a göre hicretten sonra nâzil olmuştur; geliş tarihi bakımından Medine’de nâzil olan sûrelerin dördüncüsüdür.

يَسْـَٔلُكَ النَّاسُ عَنِ السَّاعَةِۜ قُلْ اِنَّمَا عِلْمُهَا عِنْدَ اللّٰهِۜ وَمَا يُدْر۪يكَ لَعَلَّ السَّاعَةَ تَكُونُ قَر۪يبًا ﴿٦٣﴾
اِنَّ اللّٰهَ لَعَنَ الْكَافِر۪ينَ وَاَعَدَّ لَهُمْ سَع۪يرًاۙ ﴿٦٤﴾
خَالِد۪ينَ ف۪يهَٓا اَبَدًاۚ لَا يَجِدُونَ وَلِيًّا وَلَا نَص۪يرًاۚ ﴿٦٥﴾
يَوْمَ تُقَلَّبُ وُجُوهُهُمْ فِي النَّارِ يَقُولُونَ يَا لَيْتَنَٓا اَطَعْنَا اللّٰهَ وَاَطَعْنَا الرَّسُولَا ﴿٦٦﴾
وَقَالُوا رَبَّنَٓا اِنَّٓا اَطَعْنَا سَادَتَنَا وَكُبَرَٓاءَنَا فَاَضَلُّونَا السَّب۪يلَا ﴿٦٧﴾
رَبَّنَٓا اٰتِهِمْ ضِعْفَيْنِ مِنَ الْعَذَابِ وَالْعَنْهُمْ لَعْنًا كَب۪يرًا۟ ﴿٦٨﴾
Karşılaştır 63: Rasûlüm! Sana insanlar kıyâmetin ne zaman kopacağını soruyorlar. De ki: “Onunla ilgili kesin bilgi ancak Allah’ın nezdindedir.” Nereden bileceksin, belki de onun vakti iyice yaklaşmıştır.
Karşılaştır 64: Şüphesiz Allah kâfirleri ebediyen rahmetinden uzaklaştırmış ve onlara çok kızgın bir ateş hazırlamıştır.
Karşılaştır 65: Onlar orada ebediyen kalacaklar, kendilerine yardım edecek ne bir dost ne de bir yardımcı bulabileceklerdir.
Karşılaştır 66: Yüzlerinin ateşte o yana bu yana çevrilip duracağı o gün: “Eyvâh bize! Keşke Allah’a itaat etseydik, keşke Peygamber’e itaat etseydik!” diye inleyeceklerdir.
Karşılaştır 67: Sonra da: “Rabbimiz biz önderlerimize ve büyüklerimize uyduk, onlar da bizi doğru yoldan saptırdılar.”
Karşılaştır 68: “Rabbimiz onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lânetle rahmetinden mahrum et!” diyeceklerdir.

TEFSİR:

Kıyâmetin vaktini soranlar, daha ziyâde âhirete iman etmeyen kâfirlerdir. Bir bakıma Peygamberimiz (s.a.s.) ile alay etmek üzere böyle soruyorlardı. Kur’ân-ı Kerîm’in beyânına göre kıyâmet her an kopabilir. Küçültülmüş bir kâinat olan insanın her nefeste ölme ihtimali bulunduğu gibi, büyültülmüş bir insan olan kâinatın da her an kıyâmetinin kopma ihtimali vardır. Mühim olan kıyâmetin gelmesi değil, insanın oraya ne hazırladığıdır. Nitekim Enes bin Mâlik (r.a.) şöyle anlatıyor:

Resûlullah (s.a.s.)’e bir adam geldi ve:

“–Yâ Resûlallah! Kıyâmet ne zamandır?” dedi. Efendimiz (s.a.s.):

“–Kıyâmet için ne hazırladın?” diye sorunca o da:

“–Allah ve Rasûlü’nün muhabbetini…” cevabını verdi.  Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (s.a.s.) Efendimiz:

“–Öyleyse sen sevdiğinle beraber olacaksın” buyurdu.

Hz. Enes, bu rivayetin devamında der ki:

“İslâm’a girmekten başka hiçbir şey bizi Allah’ın Nebîsi’nin «Muhakkak sen sevdiğinle berabersin» sözü kadar sevindirmemiştir. İşte ben de Allah’ı, O’nun Resûlü’nü, Ebubekir’i ve Ömer’i seviyorum. Her ne kadar onların yaptıkları amelleri yapamadıysam da, onlarla beraber olmayı umuyorum.” (Müslim, Birr 163)

Çünkü dünyada iman devletine erişemeyip kâfir ve müşrik olarak âhirete intikal edenlerin âkıbetleri çok fenâ olacaktır. Onlar kızgınlığının derecesini ölçme imkânı olmayan yakıcı bir cehenneme atılacaklar; kendilerini bundan kurtaracak ne bir dost ne de bir yardımcı bulabileceklerdir. Dünyada peşlerinden gittikleri inkârcı önderleri ve büyükleri de onlara bir fayda sağlamayacak, karşılıklı beddualar içinde, hiçbir zaman dinmeyecek âhlar, eyvâhlar ile ateşe tıkılacaklardır. (bk. A‘râf  7/38-39; Sebe’ 34/31-33)

İşte Peygamberlere karşı gelenlerin ve çeşitli eziyetlerle onları incitenlerin sonu böyle fenâ olacaktır. O halde:
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/03/maide-suresinin-105-ayeti-ne-anlatiyor-194854-m.jpg
Maide Suresinin 105. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا عَلَيْكُمْ اَنْفُسَكُمْۚ لَا يَضُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ اِذَا اهْتَدَيْتُمْۜ اِلَى اللّٰهِ مَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/03/maide-suresinin-100-ayeti-ne-anlatiyor-194841-m.jpg
Maide Suresinin 100. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: قُلْ لَا يَسْتَوِي الْخَب۪يثُ وَالطَّيِّبُ وَلَوْ اَعْجَبَكَ كَثْرَةُ الْخَب۪يثِۚ فَاتَّقُوا اللّٰهَ يَٓا اُو۬لِي الْاَلْب ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/03/maide-suresinin-90-ayeti-ne-anlatiyor-194828.jpg
Maide Suresinin 90. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالْاَنْصَابُ وَالْاَزْلَامُ رِجْسٌ مِنْ عَمَلِ الشَّيْ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/03/nisa-suresi-100-ayet-ne-anlatiyor-ve-inis-sebebi-nedir-194825-m.jpg
Nisa Suresi 100. Ayet Ne Anlatıyor ve İniş Sebebi Nedir?

Nisâ sûresi Medine’de nâzil olmuştur, 176 âyettir. İsmini, birinci âyette geçen ve “kadınlar” mânasına gelen اَلنِّسَاءُ (Nisâ) kelimesinden alır. A ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/03/hucurat-suresinin-tefsiri-194812-m.jpg
Hucurât Suresinin Tefsiri

Hucurât sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 4. âyette geçen ve “odalar” mânasına gelen اَلْحُجُرَاتُ (hucurât) kelimesinden alır. Bu ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/03/maide-suresinin-88-ayeti-ne-anlatiyor-194799-m.jpg
Maide Suresinin 88. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: وَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ حَلَالًا طَيِّبًاۖ وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّذ۪ٓي اَنْتُمْ بِه۪ مُؤْمِنُونَ Allah’ın siz ...