# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | لَيْسَ عَلَى الضُّعَفَٓاءِ وَلَا عَلَى الْمَرْضٰى وَلَا عَلَى الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ مَا يُنْفِقُونَ حَرَجٌ اِذَا نَصَحُوا لِلّٰهِ وَرَسُولِه۪ۜ مَا عَلَى الْمُحْسِن۪ينَ مِنْ سَب۪يلٍۜ وَاللّٰهُ غَفُورٌ رَح۪يمٌۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Leyse ‘alâ-ddu’afâ-i velâ ‘alâ-lmerdâ velâ ‘alâ-lleżîne lâ yecidûne mâ yunfikûne haracun iżâ nesahû li(A)llâhi verasûlih(i)(c) mâ ‘alâ-lmuhsinîne min sebîl(in)(c) va(A)llâhu ġafûrun rahîm(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Allah’a ve Rasûlü’ne karşı samimi oldukları sürece zayıflara, hastalara ve savaşa hazırlanmak için maddî imkân bulamayanlara sefere katılmadıkları için herhangi bir sorumluluk ve vebâl yoktur. Zâten böyle dürüst olup, geride kaldıklarında hep iyilikle meşgul olanları kınamak için herhangi bir sebep söz konusu olamaz. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Allah ve Resûlü için (insanlara) öğüt verdikleri takdirde, zayıflara, hastalara ve (savaşta) harcayacak bir şey bulamayanlara günah yoktur. Zira iyilik edenlerin aleyhine bir yol (sorumluluk) yoktur. Allah çok bağışlayan ve çok esirgeyendir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Güçsüzlere, hastalara ve sarfedecek bir şeyi bulunmayanlara, Allah ve Peygamberine bağlı kaldıkları müddetçe sorumluluk yoktur. İyi davrananlara sorumluluk olmaz. Allah bağışlayandır, merhamet edendir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Allah’a ve Resûlüne karşı sadık ve samimi oldukları takdirde, güçsüzlere, hastalara ve (seferde) harcayacakları bir şey bulamayanlara (sefere katılmadıkları için) bir günah yoktur. İyilikte bulunan kimselerin (kınanması) için de bir sebep yoktur. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Allah ve Resulü adına nasihat ettikleri takdirde ne zayıflara, ne hastalara, ne de verecek birşey bulamayan yoksullara savaştan kalmaktan dolayı bir günah yoktur. İyilik edenleri ayıplamaya bir yol yoktur. Allah gafurdur, rahîmdir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Allah ve Resulü için nasıhat ettikleri takdirde ne zuafaya, ne hastalara, ne de sarfedeceklerini bulamıyanlara harec yoktur, muhsinleri müahazeye yol olmadığı gibi Allah da gafur, rahîmdir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Allaha ve Resulüne hayrhah olmak şartiyle ne zaiflere, ne hastalara, ne de (fakirliklerinden dolayı seferde) harcayacaklarını bulamayanlara (geri kalmakda) bir günâh (ve mes'ûliyyet) yokdur. (Onlar geri kalmakla beraber memleketde iyilik ediyorlar), iyilik edenlere karşı (da muâhazeye) bir yol yokdur. Allah çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Allah'a ve Resûlüne sâdık kaldıkları takdirde, zayıflara da hastalara da sarf edecek bir şey bulamayanlara da (cihaddan geri kalmalarından dolayı) bir günah yoktur. (Böyle sâdık kalarak) iyilik edenlerin aleyhine (onları suçlamak için) bir yol yoktur. Çünki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Allah'a ve Rasûlüne sadık kalmak (hiç bir fenalığa meyletmemek) şartiyle, ne zayıflara (ihtiyar, çocuk ve sakatlara) ne hastalara, ne de sarfedeceklerini bulamıyan fakirlere, savaştan geri kalmakta bir günah yoktur. İyilik edenleri ayıplamaya bir yol yoktur. Allah da Gafûr'dur, Rahîm'dir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ne zayıflar üzerine, ne de hastalar üzerine ve ne de harcayacakları bir şey bulamayanlar üzerine bir günah yoktur, Allah Teâlâ için ve Peygamberi için hayırhâh bulundukları takdirde. İhsanda bulunanların aleyhine hiçbir yol yoktur. Ve Allah Teâlâ gafûrdur, rahîmdir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Gücü yetmeyenlere, hastalara ve savaşta harcayacak birşey bulamayanlara, içtenlikle Allah'a ve Resulüne iman ve itaat ettikleri takdirde, bir sorumluluk yoktur. İyilik yapan ve iyi kulluk edenleri kınamak için bir neden de yoktur. Allah ise çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | There is no blame on those who are infirm, or ill, or who find no resources to spend (on the cause), if they are sincere (in duty) to Allah and His Messenger. no ground (of complaint) can there be against such as do right: and Allah is Oft-forgiving, Most Merciful. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Tevbe Sûresi 91. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَاَخْبَتُٓوا اِلٰى رَبِّهِمْۙ اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ الْجَنَّةِۚ هُمْ ف۪ ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَمْ يَقُولُونَ افْتَرٰيهُۜ قُلْ فَأْتُوا بِعَشْرِ سُوَرٍ مِثْلِه۪ مُفْتَرَيَاتٍ وَادْعُوا مَنِ اسْتَطَعْتُمْ مِنْ دُونِ ا ...
Zebâniler, insanları cehenneme sevkeden ve cehennemi yöneten meleklerdir. Kur’an-ı Kerim’de zebânilerden bahseden ayetler şunlardır: ZEBANİLER İLE İL ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَمَا مِنْ دَٓابَّةٍ فِي الْاَرْضِ اِلَّا عَلَى اللّٰهِ رِزْقُهَا وَيَعْلَمُ مُسْتَقَرَّهَا وَمُسْتَوْدَعَهَاۜ كُلٌّ ف۪ي ك ...
Ayet-i kerimede buyrulur: وَاِنْ يَمْسَسْكَ اللّٰهُ بِضُرٍّ فَلَا كَاشِفَ لَهُٓ اِلَّا هُوَۚ وَاِنْ يُرِدْكَ بِخَيْرٍ فَلَا رَٓادَّ لِفَضْلِه۪ۜ يُص۪ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: وَاَنْ اَقِمْ وَجْهَكَ لِلدّ۪ينِ حَن۪يفًاۚ وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَ “Ve yüzünü hak dine çevir, sakın müşrikler ...