# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَلَّذ۪ينَ يَلْمِزُونَ الْمُطَّوِّع۪ينَ مِنَ الْمُؤْمِن۪ينَ فِي الصَّدَقَاتِ وَالَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ اِلَّا جُهْدَهُمْ فَيَسْخَرُونَ مِنْهُمْۜ سَخِرَ اللّٰهُ مِنْهُمْۘ وَلَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ | |
Türkçe Okunuşu * | Elleżîne yelmizûne-lmuttavvi’îne mine-lmu/minîne fî-ssadekâti velleżîne lâ yecidûne illâ cuhdehum feyesḣarûne minhum(ﻻ) seḣira(A)llâhu minhum velehum ‘ażâbun elîm(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar, gönüllü olarak bol bol bağışta bulunan mü’minleri gösteriş yapmakla suçlayarak kınıyorlar. Öte yandan, çalışıp didinerek ancak imkânları ölçüsünde bulabildiklerini veren yoksul mü’minleri de: “Bu üç beş kuruşa Allah’ın ihtiyacı mı var?” diye alaya alıyorlar. Oysa Allah, asıl kendilerini alay edilecek duruma düşürmüştür ve onların hakkı can yakıcı bir azaptır. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Sadakalar hususunda, müminlerden gönüllü verenleri ve güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanları çekiştirip onlarla alay edenler var ya, Allah işte onları maskaraya çevirmiştir. Ve onlar için elem verici azap vardır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Sadaka vermekte gönülden davranan müminlere dil uzatan ve ancak ellerinden geldiği kadar verebilenlerle alay eden kimselere bu davranışlarının cezasını Allah verir; onlara can yakıcı azab vardır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Sadakalar hususunda gönüllü bağışta bulunan mü’minlerle, güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanları çekiştirip onlarla alay edenler var ya; işte Allah asıl onları maskaraya çevirmiştir. Onlar için elem dolu bir azap vardır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Müminlerden zekâttan fazla olarak kendi gönülleriyle bağışta bulunanlara, bir de güçlerinin yettiğinden fazlasını bulamayanlara bakıp da onlarla alay edenleri Allah, maskaraya çevirmiştir. Onlara pek acıklı bir azap vardır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Sadakatta bulunanlara bir türlü, ve güçlerinin yetebildiğinden başkasını bulamıyanlara diğer türlü lâf atarak bunlarla eğlenenler, Allah onları maskaraya çevirdikten başka bir de kendileri için elîm bir azab var |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Sadakalarda (farz olan zekâtdan fazla olarak ve gönüllerinden koparak) bağışlarda bulunan mü'minlerle (bir türlü), güçlerinin yetebildiğinden başkasını bulamayan (fakîr) lerle (diğer türlü lâf atarak ve kaş göz oynatarak) eğlenenler (yok mu?) Allah onları maskaraya çevirmişdir. Onlar için pek acıklı bir azab vardır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Sadakalar husûsunda, (onu, imkânları olup) gönülden (gelerek çokça) veren mü'minleri de (zengin olmadıklarından) güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanları da ayıplayarak, bu yüzden onları alaya alan (o münâfık)lar yok mu, (asıl) Allah onlarla alay etmiştir ve onlar için (pek) elemli bir azab vardır! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Sadakalar hakkında, zekâttan başka gönül rızası ile bağışlarda bulunanlara bir türlü, ancak güclerinin yettiğini bulup verenlere de bir türlü lâf atıp eğlenenler var ya, Allah onları maskaraya çevirecektir ve bir de onlar için acıklı bir azap vardır. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O kimseler ki, mü'minlerden sadakaları gönül hoşluğu ile ziyâdece verenleri ve kendi takatlerinden fazlasını bulamayanları ayıplarlar, onlar ile alayda bulunurlar. Allah Teâlâ da o kimseleri maskaraya çevirir ve onlar için acıklı bir azap vardır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Mü'minlerden gönül hoşluğuyla bağışta bulunanlarla ve elinin emeğinden başka verecek birşey bulamayanlarla alay edenleri Allah maskaraya çevirmiştir. Onlar için acı bir azap da vardır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Those who slander such of the believers as give themselves freely to (deeds of) charity, as well as such as can find nothing to give except the fruits of their labour,- and throw ridicule on them,- Allah will throw back their ridicule on them: and they shall have a grievous penalty. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Tevbe Sûresi 79. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
“Siz bu iftira etme işinin önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki o, Allah katında çok büyük bir suçtur.” (Nûr sûresi (24), 15) İslâm tarihini ...
Peygamberimizin (s.a.v.) ismi Kur’an-ı Kerim’de beş defa geçmektedir. Peygamberimiz (s.a.v.) Kur’an’da dört defa “Muhammed”, bir defa da “Ahmed” olara ...
Sözlükte “korku namazı” anlamına gelen salâtü'l-havf tabiri fıkıhta düşman, eşkıya, hayvan saldırısı yahut yangın, sel tehlikesi gibi tehditler karşıs ...
Ayet-i kerimede buyrulur: ثُمَّ تُرَدُّونَ اِلٰى عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ Sonra gizli açık her ...
Hatim, “Kur’ân-ı Kerîm’i başından sonuna kadar ezberden veya yüzünden okuma” demektir. Ebû Ümâme radıyallahu anh, ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve ...
Ayet-i kerimede buyrulur: لٰكِنِ الرَّسُولُ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مَعَهُ جَاهَدُوا بِاَمْوَالِهِمْ وَاَنْفُسِهِمْۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْخَيْرَاتُۘ ...