# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَا تُعْجِبْكَ اَمْوَالُهُمْ وَاَوْلَادُهُمْۜ اِنَّمَا يُر۪يدُ اللّٰهُ اَنْ يُعَذِّبَهُمْ بِهَا فِي الدُّنْيَا وَتَزْهَقَ اَنْفُسُهُمْ وَهُمْ كَافِرُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Velâ tu’cibke emvâluhum veevlâduhum(c) innemâ yurîdu(A)llâhu en yu’ażżibehum bihâ fî-ddunyâ vetezheka enfusuhum vehum kâfirûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onların ne malları ne de evlatları sakın seni imrendirmesin! Çünkü Allah, onları daha dünyada bunlar yüzünden sıkıntılara düşürmeyi ve neticede kâfir olarak can vermelerini istemektedir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Çünkü Allah, bunlarla ancak dünyada onların azaplarını çoğaltmayı ve onların kâfir olarak canlarının güçlükle çıkmasını istiyor. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Malları ve çocukları seni hayrete düşürmesin; Allah bunlarla onlara dünyada azabetmek ve canlarının inkarcı olarak çıkmasını ister. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onların malları ve evlatları seni imrendirmesin. Allah, bunlarla ancak, dünyada kendilerine azap etmeyi ve canlarının kâfir olarak çıkmasını istiyor. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onların ne malları, ne de evlatları seni imrendirmesin. Allah, onları dünyada bunlarla cezalandırmayı ve canlarının kâfir olarak çıkmasını murad ediyor, başka değil. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Hem onların ne malları, ne evlâdları gözüne batmasin, o hiç bir şey değil, ancak Allah onları Dünyada bunlarla muazzep kılmayı ve kâfir oldukları halde canlarının çıkmasını murad buyuruyor |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Onların ne malları, ne evlâdları seni imrendirmesin. Allah bunlar (bu varlıkları) sebebiyle ancak kendilerini dünyâda azaba çarpdırmayı ve canlarının, onlar kâfir oldukları halde, güçlükle çıkmasını diler... |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Onların malları ve evlâdları seni imrendirmesin! Allah bunlarla ancak (bu ısrarlı inkârları sebebiyle) onlara hem dünyada azâb etmeyi hem de (affa lâyık olmadıklarından)onların kâfir kimseler olarak canlarının çıkmasını istiyor. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onların ne malları, ne de evladları senin gözüne batmasın (bunlar hiç bir şey değil), Ancak Allah, onları dünyada bunlarla azablandırmayı ve kâfir oldukları halde canlarının çıkmasını murad ediyor. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Onların malları ve evladları seni imrendirmesin. Allah Teâlâ diliyor ki, onları bunlar sebebiyle dünyada azaba uğratsın ve onların canlarını kâfirler oldukları halde gidersin. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onların malları ve evlâtları seni imrendirmesin. Allah onlara daha dünyada iken bunlarla sıkıntı vermeyi ve canlarının kâfir olarak çıkmasını istiyor. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Nor let their wealth nor their (following in) sons dazzle thee: Allah.s plan is to punish them with these things in this world, and that their souls may perish in their (very) denial of Allah. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Tevbe Sûresi 85. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَمْ يَقُولُونَ افْتَرٰيهُۜ قُلْ اِنِ افْتَرَيْتُهُ فَعَلَيَّ اِجْرَام۪ي وَاَنَا۬ بَر۪ٓيءٌ مِمَّا تُجْرِمُونَ۟ Yoksa “Bu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَاَخْبَتُٓوا اِلٰى رَبِّهِمْۙ اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ الْجَنَّةِۚ هُمْ ف۪ ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَمْ يَقُولُونَ افْتَرٰيهُۜ قُلْ فَأْتُوا بِعَشْرِ سُوَرٍ مِثْلِه۪ مُفْتَرَيَاتٍ وَادْعُوا مَنِ اسْتَطَعْتُمْ مِنْ دُونِ ا ...
Zebâniler, insanları cehenneme sevkeden ve cehennemi yöneten meleklerdir. Kur’an-ı Kerim’de zebânilerden bahseden ayetler şunlardır: ZEBANİLER İLE İL ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَمَا مِنْ دَٓابَّةٍ فِي الْاَرْضِ اِلَّا عَلَى اللّٰهِ رِزْقُهَا وَيَعْلَمُ مُسْتَقَرَّهَا وَمُسْتَوْدَعَهَاۜ كُلٌّ ف۪ي ك ...
Ayet-i kerimede buyrulur: وَاِنْ يَمْسَسْكَ اللّٰهُ بِضُرٍّ فَلَا كَاشِفَ لَهُٓ اِلَّا هُوَۚ وَاِنْ يُرِدْكَ بِخَيْرٍ فَلَا رَٓادَّ لِفَضْلِه۪ۜ يُص۪ ...