# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | يُر۪يدُونَ اَنْ يَخْرُجُوا مِنَ النَّارِ وَمَا هُمْ بِخَارِج۪ينَ مِنْهَاۘ وَلَهُمْ عَذَابٌ مُق۪يمٌ | |
Türkçe Okunuşu * | Yurîdûne en yaḣrucû mine-nnâri vemâ hum biḣâricîne minhâ(s) velehum ‘ażâbun mukîm(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar ateşten çıkmak isterler, fakat oradan kesinlikle çıkamazlar. Onlar için dâimî bir azap vardır. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Ateşten çıkmak isterler, fakat onlar oradan çıkacak değillerdir. Onlar için devamlı bir azap vardır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Ateşten çıkmak isterler, çıkamazlar. Onlara sürekli azab vardır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Ateşten çıkmak isterler ama ondan çıkabilecek değillerdir. Onlara sürekli bir azap vardır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Cehennem ateşinden çıkmak isterler. Ama oradan çıkacak değillerdir. Onlar için devamlı bir azap vardır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ateşten çıkmak istiyecekler, fakat ondan çıkacak değillerdir, onlara boyuna gidecek bir azab vardır |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Onlar ateşden çıkmalarını dilerler. Halbuki onlar bundan çıkıcılar değildir. Onlar için kendilerini tutub durduracak (salıvermeyecek) bir azâb vardır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ateşten çıkmak isterler; fakat onlar ondan çıkacak kimseler değildirler. Çünki onlar için dâimî bir azab vardır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onlar, ateşten çıkmak isterler. Fakat onlar, bundan çıkacak değillerdir. Onlar için devamlı bulunan bir azab vardır. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ateşten çıkmak isteyeceklerdir. Halbuki, onlar ondan çıkacak kimseler değildirler. Ve onlar için daimi bir azap vardır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlar ateşten çıkmak isterler, fakat çıkamazlar. Onlar için kalıcı bir azap vardır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Their wish will be to get out of the Fire, but never will they get out therefrom: their penalty will be one that endures. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mâide Sûresi 37. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
İsra suresinin 44. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 44. Ayet Arapça: تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهِنَّۜ وَاِنْ ...
İsra suresinin 32. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 32. Ayet Arapça: وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنٰٓى اِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةًۜ وَسَٓاءَ سَب۪يلًا İs ...
İsra suresinin 23. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 23. Ayet Arapça: وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُٓوا اِلَّٓا اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِح ...
Hadîd sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 29 âyettir. İsmini, 25. âyette geçen ve “demir” mânasına gelen اَلْحَد۪يدُ (hadîd) kelimesinden alır. Mushaf t ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّ هٰذَا الْقُرْاٰنَ يَهْد۪ي لِلَّت۪ي هِيَ اَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِن۪ينَ الَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ اَنّ ...
İsra suresinin 1. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 1. Ayet Arapça: سُبْحَانَ الَّذ۪ٓي اَسْرٰى بِعَبْدِه۪ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اِ ...