# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا لَوْ اَنَّ لَهُمْ مَا فِي الْاَرْضِ جَم۪يعًا وَمِثْلَهُ مَعَهُ لِيَفْتَدُوا بِه۪ مِنْ عَذَابِ يَوْمِ الْقِيٰمَةِ مَا تُقُبِّلَ مِنْهُمْۚ وَلَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ | |
Türkçe Okunuşu * | İnne-lleżîne keferû lev enne lehum mâ fî-l-ardi cemî’an vemiślehu me’ahu liyeftedû bihi min ‘ażâbi yevmi-lkiyâmeti mâ tukubbile minhum(s) velehum ‘ażâbun elîm(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İnkâr edenlere gelince, yeryüzünde bulunan her şey, hatta bir o kadarı daha onların olsa ve kıyâmet gününün azabından kurtulmak için bunların hepsini fidye olarak verseler dahi asla kabul edilmez. Onlara can yakıcı bir azap vardır. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Şüphe yok ki kâfir olanlar, yer yüzündeki her şey ve bunun yanında da bir o kadarı kendilerinin olsa da kıyamet gününün azabından kurtulmak için onu fidye verseler onlardan asla kabul edilmez; onlar için acı bir azap vardır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Doğrusu, yeryüzünde olan bütün şeyler ve onların bir katı daha kafirlerin olsa da, kıyamet gününün azabından kurtulmak için fidye verseler kabul edilmez. Onlara elem verici azab vardır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şüphesiz yeryüzünde olanların hepsi ve yanında bir o kadarı daha kendilerinin (kâfirlerin) olsa da onu kıyamet gününün azabından kurtulmak için fidye verecek olsalar, onlardan yine kabul edilmez. Onlara elem dolu bir azap vardır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bütün yeryüzündekiler ve bir o kadarı daha inkâr edenlerin olsa, bunlar kıyamet gününün azabından kurtulmak için hepsini fidye olarak verseler yine onlardan kabul edilmez. Onlar için can yakıcı bir azap vardır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Şübhesiz o küfredenler bütün Arzdaki ve daha bir o kadarı onların olsa da kıyamet gününün azabından kurtulmak için fidye verecek olsalar kendilerinden kabul edilmez, onlara elîm bir azab vardır |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | O inkâr edib kâfir olanlar (yok mu?) eğer yer yüzünde bulunan her şey ve onun bir o kadarı daha onların olsa da kıyaamet gününün azabından (kurtulmak için) onu feda etseler yine kendilerinden kabul olunmaz. Onlar için pek acıklı bir azâb vardır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Şübhesiz o inkâr edenler, yeryüzünde ne varsa tamâmı ve bununla berâber bir o kadarı daha gerçekten kendilerinin olsa da, kıyâmet gününün azâbına karşı onu fedâ etseler,(yine) kendilerinden kabûl edilmez. Onlar için (çok) elemli bir azab vardır! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O kâfir olanlar için, eğer bütün yeryüzündekilerle bir o kadarı daha olsa da, kıyamet gününün azabından kurtulmak için bunu feda etseler, yine kendilerinden kabul olunmaz. Onlara çok acıklı bir azab vardır. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Şüphesiz o kimseler ki kâfir oldular, eğer yerde bulunanların cümlesi ve onunla beraber bir misli daha onların olup da Kıyamet gününün azabından dolayı onları feda edecek olsalar kendilerinden kabul edilmez ve onlar için elîm bir azap vardır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | İnkâr edenlere gelince: Eğer yeryüzündeki herşey, hattâ bir o kadarı daha onların olsa da bütün bunları kıyamet gününün azabından kurtulmak için fidye verecek olsalar, bu onlardan kabul edilmez. Onlar için acı bir azap vardır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | As to those who reject Faith-if they had everything on earth, and twice repeated, to give as ransom for the penalty of the day of judgement, it would never be accepted of them. Theirs would be a grievous penalty. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mâide Sûresi 36. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Enbiya suresinin 81. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 81. Ayet Arapça: وَلِسُلَيْمٰنَ الرّ۪يحَ عَاصِفَةً تَجْر۪ي بِاَمْرِه۪ٓ اِلَى الْاَرْضِ ...
"Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır." (Saf Sûresi ...
"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...
Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...
"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...
Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...