# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَدْ سَاَلَهَا قَوْمٌ مِنْ قَبْلِكُمْ ثُمَّ اَصْبَحُوا بِهَا كَافِر۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kad seelehâ kavmun min kablikum śümme asbehû bihâ kâfirîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Doğrusu sizden önceki bir topluluk da böyle sorular sormuş, ardından açıklanan hükümleri kabul etmedikleri için kâfir olmuşlardı. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Sizden önce de bir toplum onları sormuş, sonra da bunları inkâr eder olmuştu. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Sizden önce bir millet onları sormuştu, sonra da onları inkar etmişlerdi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Sizden önceki bir millet o tür şeyleri sordu da sonra o yüzden kâfir oldu. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sizden önce gelen bir kavim bunları sormuştu da sonra inkâr etmişti. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Filvakı' öyle mes'eleleri sizden evvel bir kavm sordu da sonra o yüzden kâfir oldular |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Sizden evvel de bir kavm onları sordu da sonra o yüzden kâfirler oldular. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Doğrusu sizden önce bir kavim onları sormuştu (da), sonra (kendilerine verilen hükümleri kabûl etmeyip) o yüzden kâfir kimseler olmuşlardı. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Doğrusu, sizden önce bir kavim, öyle (lüzumsuz) şeyleri sordu da, sonra o yüzden kâfir oldular. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Filvaki öyle şeyleri sizden evvel bir kavim sordu da sonra o sebeple kâfir oldular. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Sizden önce bir topluluk böyle şeyleri sormuş, sonra da sordukları şeyler yüzünden kâfir olmuştu. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Some people before you did ask such questions, and on that account lost their faith. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mâide Sûresi 102. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...
Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...
"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...
Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...
Enbiya suresinin 37. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 37. Ayet Arapça: خُلِقَ الْاِنْسَانُ مِنْ عَجَلٍۜ سَاُر۪يكُمْ اٰيَات۪ي فَلَا تَسْتَعْجِ ...
Saff sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 14 âyettir. İsmini, 4. ayetinde geçen صَفًّا (saffen) kelimesinden alır. Sûrenin “İsa” ve اَلْحَوَارِيُّونَ (Hav ...