Lût ve kavmi ile ilgili ayetler (22 kayıt)

A'râf / 80. Ayet

وَلُوطًا اِذْ قَالَ لِقَوْمِه۪ٓ اَتَأْتُونَ الْفَاحِشَةَ مَا سَبَقَكُمْ بِهَا مِنْ اَحَدٍ مِنَ الْعَالَم۪ينَ

Lût’u da peygamber gönderdik. Kavmine şöyle dedi: “Dünyada sizden önce hiç kimsenin yapmadığı o iğrenç işi bir yol hâline getirip nasıl irtikap ediyorsunuz?”


A'râf / 84. Ayet

وَاَمْطَرْنَا عَلَيْهِمْ مَطَرًاۜ فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُجْرِم۪ينَ۟

Üzerlerine müthiş bir taş yağmuru yağdırdık. Bir bak ki, günahkârların âkıbeti nasıl oldu!


Hûd / 70. Ayet

فَلَمَّا رَآٰ اَيْدِيَهُمْ لَا تَصِلُ اِلَيْهِ نَكِرَهُمْ وَاَوْجَسَ مِنْهُمْ خ۪يفَةًۜ قَالُوا لَا تَخَفْ اِنَّٓا اُرْسِلْنَٓا اِلٰى قَوْمِ لُوطٍۜ

Fakat yemeğe el uzatmadıklarını görünce, onların bu hâlini yadırgadı ve içine bir korku düştü. Onlar da: “Korkma! Biz Lût kavmini helâk için gönderildik” dediler.


Hûd / 74. Ayet

فَلَمَّا ذَهَبَ عَنْ اِبْرٰه۪يمَ الرَّوْعُ وَجَٓاءَتْهُ الْبُشْرٰى يُجَادِلُنَا ف۪ي قَوْمِ لُوطٍۜ

Nihâyet İbrâhim’den korku gidip müjdeyi de alınca, hemen Lût kavmi hakkında elçilerimizle tartışmaya başladı.


Hûd / 77. Ayet

وَلَمَّا جَٓاءَتْ رُسُلُنَا لُوطًا س۪ٓيءَ بِهِمْ وَضَاقَ بِهِمْ ذَرْعًا وَقَالَ هٰذَا يَوْمٌ عَص۪يبٌ

Elçilerimiz Lût’a gelince, onlara sapık kavminin musallat olabileceğinden dolayı endişeye kapıldı, bu yüzden göğsü daraldı ve: “Bugün, gerçekten pek çetin bir gün olacak!” dedi.


Hûd / 82. Ayet

فَلَمَّا جَٓاءَ اَمْرُنَا جَعَلْنَا عَالِيَهَا سَافِلَهَا وَاَمْطَرْنَا عَلَيْهَا حِجَارَةً مِنْ سِجّ۪يلٍۙ مَنْضُودٍۙ

Nihâyet azab emrimiz gelince, günahlarla kirlenmiş o memleketin üstünü altına getirdik; üzerlerine de ateşte pişirilmiş taşları peş peşe yağdırdık.


Hûd / 89. Ayet

وَيَا قَوْمِ لَا يَجْرِمَنَّكُمْ شِقَاق۪ٓي اَنْ يُص۪يبَكُمْ مِثْلُ مَٓا اَصَابَ قَوْمَ نُوحٍ اَوْ قَوْمَ هُودٍ اَوْ قَوْمَ صَالِحٍۜ وَمَا قَوْمُ لُوطٍ مِنْكُمْ بِبَع۪يدٍ

“Ey kavmim! Bana olan düşmanlığınız sakın sizin Nûh kavminin veya Hûd kavminin yahut Sâlih’in kavminin başına gelen felâketlere benzer bir felâkete uğramanıza sebep olmasın! Zâten helâk edilen Lût kavmi de sizden pek uzak değildir.”


Hicr / 59. Ayet

اِلَّٓا اٰلَ لُوطٍۜ اِنَّا لَمُنَجُّوهُمْ اَجْمَع۪ينَۙ

“Yalnız Lût’un ailesi bu helâkin dışındadır; biz kesinlikle onların hepsini kurtaracağız.”


Hicr / 77. Ayet

اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَةً لِلْمُؤْمِن۪ينَۜ

Doğrusu bütün bunlarda mü’minler için alınacak büyük bir ders vardır.


Enbiyâ / 71. Ayet

وَنَجَّيْنَاهُ وَلُوطًا اِلَى الْاَرْضِ الَّت۪ي بَارَكْنَا ف۪يهَا لِلْعَالَم۪ينَ

Ardından biz İbrâhim’i ve Lût’u kâfirlerin elinden kurtarıp, tüm insanlık için feyiz ve bereket kaynağı kıldığımız bir ülkeye ulaştırdık.


Enbiyâ / 74. Ayet

وَلُوطًا اٰتَيْنَاهُ حُكْمًا وَعِلْمًا وَنَجَّيْنَاهُ مِنَ الْقَرْيَةِ الَّت۪ي كَانَتْ تَعْمَلُ الْخَبَٓائِثَۜ اِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمَ سَوْءٍ فَاسِق۪ينَۙ

Lût’a da hüküm ve ilim verdik. Onu, halkı pek iğrenç işler yapan memleketten kurtardık. Gerçekten o halk, bütünüyle yoldan çıkmış çok kötü bir topluluk idiler.


Hac / 43. Ayet

وَقَوْمُ اِبْرٰه۪يمَ وَقَوْمُ لُوطٍۙ

İbrâhim’in kavmi ve Lût’un kavmi de.


Şuarâ / 160. Ayet

كَذَّبَتْ قَوْمُ لُوطٍۨ الْمُرْسَل۪ينَۚ

Lût kavmi de peygamberleri yalanladı.


Şuarâ / 175. Ayet

وَاِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَز۪يزُ الرَّح۪يمُ۟

Muhakkak senin Rabbin, elbette O, sonsuz kudret sahibidir, çok merhametlidir.


Neml / 54. Ayet

وَلُوطًا اِذْ قَالَ لِقَوْمِه۪ٓ اَتَأْتُونَ الْفَاحِشَةَ وَاَنْتُمْ تُبْصِرُونَ

Lût’u da peygamber olarak gönderdiğimizde, kavmine şöyle demişti: “Sizler göz göre göre hâlâ o hayâsızlığı yapmaya devam edecek misiniz?”


Neml / 66. Ayet

بَلِ ادَّارَكَ عِلْمُهُمْ فِي الْاٰخِرَةِ۠ بَلْ هُمْ ف۪ي شَكٍّ مِنْهَا۠ بَلْ هُمْ مِنْهَا عَمُونَ۟

Onların âhiretle alakalı bilgileri kıt ve yetersiz kalmıştır. Dahası, bu hususta şüphe içindedirler. Bunun da ötesinde onlar âhiretten yana kördürler.


Sâffât / 133. Ayet

وَاِنَّ لُوطًا لَمِنَ الْمُرْسَل۪ينَۜ

Şüphesiz Lût da peygamberlerimizden biriydi.


Sâffât / 137. Ayet

وَاِنَّكُمْ لَتَمُرُّونَ عَلَيْهِمْ مُصْبِح۪ينَۙ

Siz, yolculuğunuz esnâsında sabahları yıkılmış şehirlerinin harâbelerine uğruyorsunuz.


Sâd / 12. Ayet

كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَعَادٌ وَفِرْعَوْنُ ذُو الْاَوْتَادِۙ

Onlardan önce de Nûh kavmi, Âd ve güçlü saltanat sahibi Firavun da peygamberlerini yalanlamıştı.


Kaf / 12. Ayet

كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَاَصْحَابُ الرَّسِّ وَثَمُودُۙ

Onlardan önce Nûh kavmi, Ress halkı ve Semûd da gerçeği yalanlamıştı.


Kamer / 32. Ayet

وَلَقَدْ يَسَّرْنَا الْقُرْاٰنَ لِلذِّكْرِ فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ

And olsun biz bu Kur’an’ı, iyice anlaşılıp öğüt alınabilmesi için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt alacak kimse yok mu?


Kamer / 39. Ayet

فَذُوقُوا عَذَاب۪ي وَنُذُرِ

Haydi tadın azabımı ve uyarılarımın sonucunu!



https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/05/enam-suresinin-114-ayeti-ne-anlatiyor-195217-m.jpg
Enâm Suresinin 114. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اَفَغَيْرَ اللّٰهِ اَبْتَغ۪ي حَكَمًا وَهُوَ الَّذ۪ٓي اَنْزَلَ اِلَيْكُمُ الْكِتَابَ مُفَصَّلًاۜ وَالَّذ۪ينَ اٰتَيْنَاهُمُ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/05/enam-suresinin-104-ayeti-ne-anlatiyor-195200-m.jpg
Enâm Suresinin 104. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: قَدْ جَٓاءَكُمْ بَصَٓائِرُ مِنْ رَبِّكُمْۚ فَمَنْ اَبْصَرَ فَلِنَفْسِه۪ۚ وَمَنْ عَمِيَ فَعَلَيْهَاۜ وَمَٓا اَنَا۬ عَلَيْكُ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/05/enam-suresinin-95-ayeti-ne-anlatiyor-195181-m.jpg
Enâm Suresinin 95. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّ اللّٰهَ فَالِقُ الْحَبِّ وَالنَّوٰىۜ يُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَمُخْرِجُ الْمَيِّتِ مِنَ الْحَيِّۜ ذٰلِكُمُ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-92-ayeti-ne-anlatiyor-195159-m.jpg
Enâm Suresinin 92. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: وَهٰذَا كِتَابٌ اَنْزَلْنَاهُ مُبَارَكٌ مُصَدِّقُ الَّذ۪ي بَيْنَ يَدَيْهِ وَلِتُنْذِرَ اُمَّ الْقُرٰى وَمَنْ حَوْلَهَاۜ وَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-82-ayeti-ne-anlatiyor-195113-m.jpg
Enâm Suresinin 82. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2017/09/hasta_dua-702x336.jpg
Şifa Ayetleri

Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...