Kaf Sûresi 12-15. Ayet Tefsiri


12-15 / 45


Kaf Sûresi Hakkında

Kâf sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 45 âyettir. İsmini 1. âyette geçen ق (Kāf) harfinden alır. Resmî tertîbe göre 50, iniş sırasına göre 34. sûredir.

Kaf Sûresi Konusu

Kudretinin delilleri serdedilerek Allah Teâlâ’nın ölüleri diriltmeye kadir olduğu vurgulanır. Buna rağmen gerçeği inkâr edenlerin hem dünyadaki şaşkın ve perişan halleri, hem de mahşer yerindeki hazin durumları gözler önüne serilir. Cennete girebilecek takvâ sahiplerinin mühim vasıfları ve orada onlara ikram edilecek nimetlerden bahsedilir. Zira insana şah damarından daha yakın olan, onun bütün gizliliklerini bilen, bununla birlikte vazifelendirdiği meleklerle de insanların bütün yapıp ettiklerini kayıt altına alan Allah, o gün herkese hak ettiği karşılığı verecek, kimseye en küçük bir haksızlık yapılmayacaktır. O halde kıyametin, mahşerin ve cehennemin dehşetli manzaralarını tefekkürle uyanarak Cenâb-ı Hakk’a samimi kulluk, hamd ve tesbihin şimdi tam zamanıdır. Bu fırsatı iyi değerlendirmek gerekir.

Kaf Sûresi Nuzül Sebebi

         Mürselât sûresinden sonra ve Beled’den önce Mekke’de nâzil olmuştur. Allah’ın gökleri ve yeri altı günde yarattığı, yorulduğu için de yedinci gün dinlendiği şeklindeki yahudi inancını reddeden 38. âyetin Medine’de indiğine dair bir rivayet vardır. Bu rivayet, Mekke döneminde halkın böyle bir bilgiye sahip bulunmadıkları için onu reddeden bir âyetin gelmesinin de uzak ihtimal olduğu düşüncesine dayanmaktadır. İbn Âşûr’un da haklı olarak ifade ettiği gibi, bu gerekçe 38. âyetin Medine’de geldiğini göstermez; çünkü Mekkeliler’in çevreyle kültürel ilişkileri vardı, bu bilgiyi Medine civarındaki yahudilerden öğrenmiş olabilirlerdi; ayrıca Allah Teâlâ her şeyi biliyordu ve gerekli gördüğü için bu inancı reddeden bir âyet gönderebilirdi (XVI, 274).

Kaf Sûresi Fazileti

         Sahâbe döneminden beri Kur’an’ı düzenli ve devamlı okuyan müslümanlar, günlük okunacak bölümleri, sûrelerin uzunluklarını göz önüne alarak ayırmışlar, bu ayırmaya tahzîb, her bölüme de hizb demişlerdir. İlk bölüm üç sûredir: Bakara, Âl-i İmrân ve Nisâ. İkinci bölüm beş sûredir: Mâide, En‘âm, A‘râf, Enfâl, Tevbe (Berâe). Üçüncü bölüm yedi sûredir: Yûnus, Hûd, Yûsuf, Ra‘d, İbrâhim, Hicr, Nahl. Dördüncü bölüm dokuz sûredir: İsrâ, Kehf, Meryem, Tâhâ, Enbiyâ, Hac, Mü’minûn, Nûr, Furkån. Beşinci bölüm on bir sûredir: Şuarâ, Neml, Kasas, Ankebût, Rûm, Lokmân, Secde, Ahzâb, Sebe’, Fâtır, Yâsîn. Altıncı bölüm 13 sûredir: Sâffât, Sâd, Zümer, Mü’min (Gåfir), Fussılet, Şûrâ, Zuhruf, Duhân, Câsiye, Ahkåf, Muhammed, Fetih, Hucurât. Bundan sonraki bölümlerin genel adı “mufassal”dır; bunların uzun olanları Kåf, vasat (orta uzunlukta olanları) Abese, kısa (kısâr) olanları ise Duhâ sûreleri ile başlamaktadır. Mufassal genel bölümünün başında Hucurât mı yoksa Kåf mı bulunduğu konusunda görüş ayrılığı bulunmakla beraber çoğunluk Kåf sûresini mufassal bölümünün ilk sûresi olarak kabul etmişlerdir (İbn Kesîr, VII, 370-371; İbn Âşûr, XXVI, 214). Kåf sûresini, Hz. Peygamber’in cuma hutbesinde, kurban ve ramazan bayramlarında, sabah namazının farzında sık sık okuduğuna dair sağlam rivayetler vardır (Müslim, “Salât”, 165-171).

كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَاَصْحَابُ الرَّسِّ وَثَمُودُۙ ﴿١٢﴾
وَعَادٌ وَفِرْعَوْنُ وَاِخْوَانُ لُوطٍۙ ﴿١٣﴾
وَاَصْحَابُ الْاَيْكَةِ وَقَوْمُ تُبَّعٍۜ كُلٌّ كَذَّبَ الرُّسُلَ فَحَقَّ وَع۪يدِ ﴿١٤﴾
اَفَعَي۪ينَا بِالْخَلْقِ الْاَوَّلِۜ بَلْ هُمْ ف۪ي لَبْسٍ مِنْ خَلْقٍ جَد۪يدٍ۟ ﴿١٥﴾
Karşılaştır 12: Onlardan önce Nûh kavmi, Ress halkı ve Semûd da gerçeği yalanlamıştı.
Karşılaştır 13: Âd, Firavun ve Lût’un kardeşleri de.
Karşılaştır 14: Eyke ahâlisi ve Tübba‘ kavmi de. Evet, bunların hepsi peygamberleri yalanladı ve kendilerini tehdit ettiğim cezaya müstahak olup, o cezaya çarptırıldılar.
Karşılaştır 15: Biz ilk yaratmada bir âcizlik, bir becerisizlik mi gösterdik ki yeniden yaratmaya gücümüz yetmesin? Böyle olmadığını onlar da biliyorlar; fakat yeni bir yaratılış konusunda hâlâ zihnî bir karşıklık içinde bocalayıp duruyorlar.

TEFSİR:

Peygamberlerini yalanladıklarından dolayı Allah’ın azabına uğrayan önceki toplumların hazin akıbetleri, ders ve ibret almak için kâfidir. Onların hallerine bakıp küfür, isyan ve günahları terk etmenin gerekliliği anlaşılmalıdır. Yeniden yaratılışın gerçekliğini kavramak için de ilk yaratılışa bakmak yeterli olacaktır. Gökleri, yeri ve onlara bulunan bütün varlıkları yoktan yaratırken Allah Teâlâ hiçbir âcizlik, zafiyet ve becerisizlik göstermemiş, O’na en küçük bir yorgunluk dokunmamıştır. (bk. Kāf 50/38) Bu, O’nun yeniden yaratmaya kadir olduğunun açık bir delilidir.

Aslında yeniden yaratılış her an devam etmektedir. Bu hususta Mevlânâ (k.s.) der ki

“Her nefeste, dünya ve dünyada bulunan her şey yenilenir. Âdetâ, her an ölür ve dirilir. Fakat biz, onu hiç değişiklik olmadan, duruyor görü­rüz de bu yenilenmeden haberimiz bile olmaz. Ömür, ırmak gibi yeniden yeniye gelir gelir akar gider, yenisi gelir. Fakat biz, bu akışı, kesintisiz olarak görürüz. Ucu yanmakta olan bir sopayı eline alsan da tez tez, sağa sola oynat­san, göze durup duran, kesilmeyen bir ateş çizgisi gibi görünür. Ömür de pek tez akar gider de, bu yüzden devamlı duruyormuş gibi görünür. Ucu ateşli bir dalı hızla sallasan, o ateş noktası sana, uzun bir çizgi gibi görünür. Bu ömür uzunluğu, bu sürüp giden zaman, yaratılışının süratindendir. Cenâb-ı Hakk’ın yeniden yeniye ve hızlı yaratması, ömrü böyle uzun ve dâimî gösteriyor.” (Mevlânâ, Mesnevî, 1144-1148 beyitler)

Allah Teâlâ’nın yüce kudretine en büyük delillerden biri ise bizzat insanın kendi yaratılışı, iç âleminde olup bitenler ve onu bekleyen süprizlerdir. Bütün bunları sınırsız bir ilim ve derin bir hikmete dayanarak planlayan, yapan, evirip çeviren kimdir? Dinleyin:
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/enbiya-suresinin-34-ayeti-ne-anlatiyor-199038-m.jpg
Enbiya Suresinin 34. Ayeti Ne Anlatıyor?

Enbiya suresinin 34. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 34. Ayet Arapça: وَمَا جَعَلْنَا لِبَشَرٍ مِنْ قَبْلِكَ الْخُلْدَۜ اَفَا۬ئِنْ مِتَّ فَه ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/nankorlugu-gideren-amel-199026-m.jpg
Nankörlüğü Gideren Amel

"Gerçekten biz Âdemoğullarını şerefli kıldık, onlara karada ve denizde kendilerini taşıyacak vasıtalar lutfettik, onları temiz ve hoş nimetlerle rız ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/enbiya-suresinin-22-ayeti-ne-anlatiyor-199013-m.jpg
Enbiya Suresinin 22. Ayeti Ne Anlatıyor?

Enbiya suresinin 22. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 22. Ayet Arapça: لَوْ كَانَ ف۪يهِمَٓا اٰلِهَةٌ اِلَّا اللّٰهُ لَفَسَدَتَاۚ فَسُبْحَانَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/enbiya-suresinin-7-ayeti-ne-anlatiyor-198988-m.jpg
Enbiya Suresinin 7. Ayeti Ne Anlatıyor?

Enbiya suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 7. Ayet Arapça: وَمَٓا اَرْسَلْنَا قَبْلَكَ اِلَّا رِجَالًا نُوح۪ٓي اِلَيْهِمْ فَسْـَٔلُ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/taha-suresinin-132-ayeti-ne-anlatiyor-198970-m.jpg
Taha Suresinin 132. Ayeti Ne Anlatıyor?

Taha suresinin 132. ayetinde şöyle buyrulur: Taha Suresi 132. Ayet Arapça: وَأْمُرْ اَهْلَكَ بِالصَّلٰوةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَاۜ لَا نَسْـَٔلُكَ رِ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/felaha-erenlerin-namazi-198958-m.jpg
Felâha Erenlerin Namazı

"Kad efleha-l muminûn. (Mü’minler, gerçekten kurtuluşa ermişlerdir.)" -  Mü'minûn Sûresi 1. Ayet "Onlar namazlarında tam bir tevazu, teslimiyet ve ...