ARMAĞAN ile ilgili ayetler (21 kayıt)

Âl-i İmrân / 38. Ayet

هُنَالِكَ دَعَا زَكَرِيَّا رَبَّهُۚ قَالَ رَبِّ هَبْ ل۪ي مِنْ لَدُنْكَ ذُرِّيَّةً طَيِّبَةًۚ اِنَّكَ سَم۪يعُ الدُّعَٓاءِ

Orada Zekeriya Rabbine şöyle niyazda bulundu: “Rabbim! Bana katından tertemiz bir evlat ihsân eyle. Şüphesiz ki sen, duaları hakkıyla işitensin.”


En'âm / 84. Ayet

وَوَهَبْنَا لَهُٓ اِسْحٰقَ وَيَعْقُوبَۜ كُلًّا هَدَيْنَاۚ وَنُوحًا هَدَيْنَا مِنْ قَبْلُ وَمِنْ ذُرِّيَّتِه۪ دَاوُ۫دَ وَسُلَيْمٰنَ وَاَيُّوبَ وَيُوسُفَ وَمُوسٰى وَهٰرُونَۜ وَكَذٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِن۪ينَۙ

Biz ona İshâk’ı ve torunu Yâkub’u ihsân ettik. Her birini doğru yola erdirdik. Daha önce Nûh’u ve zürriyetinden Dâvûd’u, Süleyman’ı, Eyyub’u, Yûsuf’u, Mûsâ’yı ve Hârûn’u da doğru yola erdirmiştik. Biz, iyilik ve ihsân sahiplerini böyle mükâfatlandırırız.


Yusuf / 72. Ayet

قَالُوا نَفْقِدُ صُوَاعَ الْمَلِكِ وَلِمَنْ جَٓاءَ بِه۪ حِمْلُ بَع۪يرٍ وَاَنَا۬ بِه۪ زَع۪يمٌ

Dediler ki: “Kralın su kabını kaybettik, onu arıyoruz. Onu bulup getirene bir deve yükü erzak var. Ben buna kefîlim.”


İbrahim / 39. Ayet

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذ۪ي وَهَبَ ل۪ي عَلَى الْكِبَرِ اِسْمٰع۪يلَ وَاِسْحٰقَۜ اِنَّ رَبّ۪ي لَسَم۪يعُ الدُّعَٓاءِ

“Şu ihtiyarlık çağımda bana İsmâil’i ve İshâk’ı lutfeden Allah’a hamdolsun! Elbette Rabbim, duaları hakkıyla işitendir.”


Meryem / 5. Ayet

وَاِنّ۪ي خِفْتُ الْمَوَالِيَ مِنْ وَرَٓاء۪ي وَكَانَتِ امْرَاَت۪ي عَاقِرًا فَهَبْ ل۪ي مِنْ لَدُنْكَ وَلِيًّاۚ

“Gerçekten ben, arkamdan yerime geçecek vârislerden endişe içindeyim. Hanımım da kısırdır. Ne olur, bana lutf-u kereminden bir yardımcı oğul ihsân eyle!”


Meryem / 19. Ayet

قَالَ اِنَّمَٓا اَنَا۬ رَسُولُ رَبِّكِۗ لِاَهَبَ لَكِ غُلَامًا زَكِيًّا

Rûh: “Ben sadece Rabbinin bir elçisiyim. O, beni sana tertemiz bir erkek çocuk bağışlamak için gönderdi” dedi.


Meryem / 49. Ayet

فَلَمَّا اعْتَزَلَهُمْ وَمَا يَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِۙ وَهَبْنَا لَهُٓ اِسْحٰقَ وَيَعْقُوبَۜ وَكُلًّا جَعَلْنَا نَبِيًّا

İbrâhim, onlardan ve onların Allah’ı bırakıp taptıklarından uzaklaşınca, ona İshâk’ı ve Yâkub’u armağan ettik; her birini de peygamber yaptık.


Meryem / 50. Ayet

وَوَهَبْنَا لَهُمْ مِنْ رَحْمَتِنَا وَجَعَلْنَا لَهُمْ لِسَانَ صِدْقٍ عَلِيًّا۟

Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk. Bütün dillerde onlar için ulvî ve güzel bir nâm bıraktık.


Meryem / 53. Ayet

وَوَهَبْنَا لَهُ مِنْ رَحْمَتِنَٓا اَخَاهُ هٰرُونَ نَبِيًّا

Ona olan rahmetimizden dolayı, kardeşi Hârûn’u bir peygamber olarak kendisine yardımcı vermiştik.


Enbiyâ / 72. Ayet

وَوَهَبْنَا لَهُٓ اِسْحٰقَۜ وَيَعْقُوبَ نَافِلَةًۜ وَكُلًّا جَعَلْنَا صَالِح۪ينَ

İbrâhim’e İshâk’ı lutfettik, ayrıca torun olarak da İshâk’ın oğlu Yâkub’u ihsân ettik. Her birini dürüst, erdemli ve ıslaha yönelik işler yapan kimseler kıldık.


Enbiyâ / 90. Ayet

فَاسْتَجَبْنَا لَهُۘ وَوَهَبْنَا لَهُ يَحْيٰى وَاَصْلَحْنَا لَهُ زَوْجَهُۜ اِنَّهُمْ كَانُوا يُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ وَيَدْعُونَنَا رَغَبًا وَرَهَبًاۜ وَكَانُوا لَنَا خَاشِع۪ينَ

Biz de onun duasını kabul buyurduk; hanımını doğuma elverişli hâle getirerek ona Yahya’yı bağışladık. Gerçekten onlar, hayırlı işler yapmakta birbiriyle yarışan, sevap umarak ve azabımızdan korkarak bize yalvaran, bize karşı pek derin bir korku ve saygı içinde bulunan kimselerdi.


Mü'minûn / 72. Ayet

اَمْ تَسْـَٔلُهُمْ خَرْجًا فَخَرَاجُ رَبِّكَ خَيْرٌۗ وَهُوَ خَيْرُ الرَّازِق۪ينَ

Rasûlüm! Yoksa sen tebliğine karşılık onlardan bir ücret mi istiyorsun? Halbuki Rabbinin vereceği mükâfat her bakımdan daha hayırlıdır. Çünkü O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.


Furkan / 74. Ayet

وَالَّذ۪ينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ اَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ اَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّق۪ينَ اِمَامًا

Onlar: “Ey Rabbimiz! Bize eşlerimizden ve zürriyetimizden gözümüzü aydınlatacak, gönlümüzü sevindirecek sâlih kimseler ihsân eyle! Bizi takvâ sahiplerine önder yap!” diye duâ ederler.


Neml / 35. Ayet

وَاِنّ۪ي مُرْسِلَةٌ اِلَيْهِمْ بِهَدِيَّةٍ فَنَاظِرَةٌ بِمَ يَرْجِعُ الْمُرْسَلُونَ

“Şimdi ben onlara değerli bir hediye göndereceğim, elçilerimin ne tür bir cevapla döneceklerine bakıp ona göre kararımı vereceğim.”


Neml / 36. Ayet

فَلَمَّا جَٓاءَ سُلَيْمٰنَ قَالَ اَتُمِدُّونَنِ بِمَالٍۘ فَمَٓا اٰتٰينِ‌يَ اللّٰهُ خَيْرٌ مِمَّٓا اٰتٰيكُمْۚ بَلْ اَنْتُمْ بِهَدِيَّتِكُمْ تَفْرَحُونَ

Elçiler gelince Süleyman onlara şöyle dedi: “Siz bana mal ile yardım etmek, böylece beni etkilemek mi istiyorsunuz? Şunu bilin ki, Allah’ın bana verdiği nimetler size verdiğinden çok daha hayırlıdır. Ancak siz, bu tür hediyelerinizle sevinir, böbürlenirsiniz.”


Ankebût / 27. Ayet

وَوَهَبْنَا لَهُٓ اِسْحٰقَ وَيَعْقُوبَ وَجَعَلْنَا ف۪ي ذُرِّيَّتِهِ النُّبُوَّةَ وَالْكِتَابَ وَاٰتَيْنَاهُ اَجْرَهُ فِي الدُّنْيَاۚ وَاِنَّهُ فِي الْاٰخِرَةِ لَمِنَ الصَّالِح۪ينَ

Biz ona İshâk ve Yâkub’u lutfettik. Peygamberliği ve kitap indirmeyi onun neslinden gelenler arasında devam ettirdik. Ona dünyada mükâfatını verdik. Muhakkak ki o, âhirette de sâlihler arasında olacaktır.


Sâffât / 100. Ayet

رَبِّ هَبْ ل۪ي مِنَ الصَّالِح۪ينَ

Ardından da: “Rabbim! Bana sâlihlerden olacak bir erkek çocuk bağışla!” diye duâ etti.


Sâd / 30. Ayet

وَوَهَبْنَا لِدَاوُ۫دَ سُلَيْمٰنَۜ نِعْمَ الْعَبْدُۜ اِنَّهُٓ اَوَّابٌۜ

Biz, Dâvûd’a Süleyman’ı lutfettik. O ne güzel bir kuldu. Gerçekten o, tam bir teslimiyet ve samimiyetle sürekli Allah’a yönelir dururdu.


Sâd / 35. Ayet

قَالَ رَبِّ اغْفِرْ ل۪ي وَهَبْ ل۪ي مُلْكًا لَا يَنْبَغ۪ي لِاَحَدٍ مِنْ بَعْد۪يۚ اِنَّكَ اَنْتَ الْوَهَّابُ

Şöyle yalvardı: “Rabbim beni bağışla ve bana, benden sonra hiç kimseye nasip olmayacak bir mülk ve saltanat ihsân eyle! Şüphesiz bütün nimetleri bağışlayan, lutufları bol olan yalnız sensin!”


Şûrâ / 49. Ayet

لِلّٰهِ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ يَخْلُقُ مَا يَشَٓاءُۜ يَهَبُ لِمَنْ يَشَٓاءُ اِنَاثًا وَيَهَبُ لِمَنْ يَشَٓاءُ الذُّكُورَۙ

Göklerin ve yerin mutlak mülkiyeti ve hâkimiyeti Allah’ındır. Dilediğini yaratır; dilediğine kız çocuklar bağışlar, dilediğine erkek çocuklar bahşeder.


Fetih / 25. Ayet

هُمُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَصَدُّوكُمْ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَالْهَدْيَ مَعْكُوفًا اَنْ يَبْلُغَ مَحِلَّهُۜ وَلَوْلَا رِجَالٌ مُؤْمِنُونَ وَنِسَٓاءٌ مُؤْمِنَاتٌ لَمْ تَعْلَمُوهُمْ اَنْ تَطَؤُ۫هُمْ فَتُص۪يبَكُمْ مِنْهُمْ مَعَرَّةٌ بِغَيْرِ عِلْمٍۚ لِيُدْخِلَ اللّٰهُ ف۪ي رَحْمَتِه۪ مَنْ يَشَٓاءُۚ لَوْ تَزَيَّلُوا لَعَذَّبْنَا الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْهُمْ عَذَابًا اَل۪يمًا

Mekkeli müşrikler, inkârda direttiler ve sizi Mescid-i Haram’ı ziyâret etmekten ve bekletilmekte olan hediye kurbanlıkları da kesim yerlerine ulaşmaktan engellediler. Eğer Mekke’de kendilerini henüz tanımadığınız mü’min erkeklerle mü’min kadınlar olmasaydı; bunları bilmeden ezmeniz ve bu yüzden üzüntü ve zarara uğramanız ihtimali bulunmasaydı Allah ellerinizi birbirinizden çekmez, savaşarak şehre girmenize engel olmazdı. Ancak dilediği kimseleri rahmetine eriştirmek için Allah sizin elinizi onlardan çekmiştir. Şâyet onlar birbirlerinden iyice seçilip ayrılmış olsalardı, onların kâfir olanlarını elbette can yakıcı bir azaba uğratırdık.



https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/nur-suresinin-33-ayeti-ne-anlatiyor-199685-m.jpg
Nûr Suresinin 33. Ayeti Ne Anlatıyor?

Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/tahrim-suresinin-tefsiri-199665-m.jpg
Tahrim Sûresinin Tefsiri

Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/nur-suresi-30-31-ayetler-ne-anlatiyor-199652-m.jpg
Nûr Suresi 30-31. Ayetler Ne Anlatıyor?

Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/kurana-gore-evliya-kimdir-199651-m.jpg
Kuran'a Göre Evliya Kimdir?

"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekte ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/nur-suresinin-23-ayeti-ne-anlatiyor-199632-m.jpg
Nûr Suresinin 23. Ayeti Ne Anlatıyor?

Nûr sûresinin 23. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 23. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/nur-suresinin-19-ayeti-ne-anlatiyor-199618-m.jpg
Nûr Suresinin 19. Ayeti Ne Anlatıyor?

Nûr sûresinin 19. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 19. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يُحِبُّونَ اَنْ تَش۪يعَ الْفَاحِشَةُ فِي الّ ...