Meal | Sure | Ayet | Karşılaştır |
---|---|---|---|
Ömer Çelik | Zâriyât / 46 | Daha önce de Nûh kavmini helâk etmiştik. Çünkü onlar Allah’ın yolundan iyice çıkmış bir toplum hâline gelmişlerdi. |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 47 | Biz göğü kudret elimizle sapasağlam binâ ettik. Gerçekten biz, çok büyük bir kudret ve hâkimiyet sahibiyiz. |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 48 | Yeryüzünü de biz yayıp döşedik. Doğrusu biz ne güzel döşeyicileriz! |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 49 | Her şeyi çift yarattık; umulur ki düşünüp öğüt alırsınız. |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 50 | De ki: “O halde Allah’a koşun! Şüphesiz ben, O’nun tarafından size gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım.” |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 51 | “Allah’tan başka bir ilâh daha edinmeyin. Ben, O’nun tarafından size gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım.” |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 52 | Şimdi olduğu gibi, bunlardan öncekilere de ne zaman bir peygamber geldiyse, mutlaka onun için: “Bu, ya bir sihirbaz veya delinin biri” demişlerdi. |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 53 | Yoksa onlar peygamberleri yalanlamayı nesilden nesile birbirlerine tavsiye mi ettiler? Hayır! Onların hepsi haddi aşan azgınlar topluluğuydu da onun için böyle yapıyorlardı. |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 54 | Sen onlarla tartışmaktan vazgeç; bu yüzden kınanacak da değilsin. |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 55 | Bununla beraber yine de gerçekleri hatırlatıp öğüt vermeye devam et. Çünkü öğüt mü’minlere ve iman edecek olanlara fayda verir. |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 56 | Ben cinleri ve insanları ancak beni tanıyıp bana kulluk etsinler diye yarattım. |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 57 | Ben onlardan herhangi bir rızık istemiyorum; beni doyurmalarını da istemiyorum. |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 58 | Muhakkak ki Allah, evet O, bütün rızıkları veren, sonsuz kudret ve sarsılmaz kuvvet sahibi olandır. |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 59 | Hiç şüphesiz, bugünkü zâlimler de, geçmişte helâk edilmiş yoldaşları gibi, zamanı gelince azaptan paylarına düşeni alacaklardır. O bakımdan azabın bir an önce gelmesini benden istemelerine hiç gerek yok! |
|
Ömer Çelik | Zâriyât / 60 | Madem öyle, tepelerine çökeceği bildirilen o acı günden dolayı kâfirlerin vay hâline! |
|
Mü’minûn suresi 97-98. ayetlerinde şöyle buyrulur: Mü’minûn Suresi 97-98. Ayetlerinin Arapçası: وَقُلْ رَبِّ اَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاط۪ ...
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...