# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ لَاٰيَاتٍ لِلْمُؤْمِن۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | İnne fî-ssemâvâti vel-ardi leâyâtin lilmu/minîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Mü’minler için göklerde ve yerde Allah’ın birliğini ve kudretini gösteren nice deliller vardır. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Şüphesiz göklerde ve yerde inananlar için birçok âyetler vardır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Göklerde ve yerde inananlara nice dersler vardır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şüphesiz, göklerde ve yerde, inananlar için (Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren) nice deliller vardır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Şüphesiz göklerde ve yerde müminler için birçok âyetler vardır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Her halde Göklerde ve Yerde mü'minler için âyetler var |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Şübhe yok ki göklerde ve yerde mü'minler için kat'î âyetler (delâletler, ibretler) vardır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Şübhesiz ki göklerde ve yerde, mü'minler için elbette deliller vardır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Muhakkak ki göklerde ve yerde müminler için (Allah'ın birliğine, kudret ve azametine delâlet eden) alâmetler var. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Şüphe yok ki, göklerde ve yerde mü'minler için elbette ibretler vardır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | İman edenler için göklerde ve yerde nice âyetler vardır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Verily in the heavens and the earth, are Signs for those who believe. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Câsiye Sûresi 3. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...