# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قُلْ لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يَغْفِرُوا لِلَّذ۪ينَ لَا يَرْجُونَ اَيَّامَ اللّٰهِ لِيَجْزِيَ قَوْمًا بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kul lilleżîne âmenû yaġfirû lilleżîne lâ yercûne eyyâma(A)llâhi liyecziye kavmen bimâ kânû yeksibûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İman edenlere söyle, Allah’ın hesâba çekip ceza vereceği günlerin gelip çatacağını beklemeyenleri bağışlasınlar; sözlerine ve davranışlarına aldırış etmesinler. Çünkü neticede Allah, her topluma kazandıklarının karşılığını verecektir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | İman edenlere söyle: Allah'ın (ceza) günlerinin geleceğini ummayanları bağışlasınlar. Çünkü Allah her toplumu, yaptığına göre cezalandıracaktır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İnanmışlara de ki: Allah'ın bir milleti yaptıklarına karşılık cezalandıracağı günlerin geleceğini ummayanları şimdilik bağışlasınlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | İnananlara söyle, Allah’ın (ceza) günlerinin geleceğini ummayanları (şimdilik) bağışlasınlar ki Allah herhangi bir topluma (kendi) kazandığının karşılığını versin. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ey Muhammed! İman edenlere söyle: Allah'ın cezalandıracağı günlerin geleceğini ummayanları şimdilik bağışlasınlar. Çünkü Allah her kavmi kazandıklarıyla cezalandıracaktır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Söyle iyman edenlere: Allah günlerini ümid etmiyen kimselere mağrifetle muamele etsinler, çünkü her kavmı kesibleriyle cezalandıracak |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Habîbim) îman edenlere söyle: Allahın günleri (nin çatıb geleceği) ni ümîd etmeyenleri (n ezalarına) aldırış etmesinler. Çünkü (Allah) herhangi bir kavme (ancak) kazanmakda olduklarıyle mukaabele eder. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Ey Resûlüm!) Îmân edenlere de ki, Allah'ın (cezâlandırma) günlerini(n geleceğini)ummayan kimseleri bağışlasın (aldırmasın)lar; tâ ki (Allah), her topluluğa kazanmakta olduklarının karşılığını versin! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Ey Rasûlüm), iman edenlere söyle: Allah'ın (azab) günlerinden korkmayanları bağışlasınlar; çünkü (Allah) her kavme, kazandıklarının karşılığını verecektir. (Bu ayet-i kerime, müşriklerden, birinin Hz. Ömer'e sövmesi ve Hz. Ömer'in de onu yakalayıb dövmek istemesi üzerine nazil olmuştur. Kıtal ayeti ile nesh edildiği de söylenmektedir). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | İmân edenlere söyle, Allah'ın günlerini ümit etmeyenler için yarlığamakta bulunsunlar, bir kavmi kazanır oldukları şey ile cezalandırması için. |
11. | Ümit Şimşek Meali | İman edenlere söyle, Allah'ın günlerini ummayanları bağışlasınlar. Çünkü Allah her topluluğa kendi kazandıklarının karşılığını verecektir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Tell those who believe, to forgive those who do not look forward to the Days of Allah: It is for Him to recompense (for good or ill) each People according to what they have earned. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Câsiye Sûresi 14. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Rahman suresi 14. ayet: "Allah insanı kiremit gibi pişmiş bir çamurdan yarattı."Rahman suresi 15. ayet: "Cinleri de dumanı olmayan saf bir ateş alev ...
Enam suresi 151, 152 ve 153. ayetlerde sıralanan buyruklar... ENAM SURESİNDEKİ ON EMİR “De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım ...
Ayet-i kerimede buyrulur: وَاِذَا مَسَّ الْاِنْسَانَ الضُّرُّ دَعَانَا لِجَنْبِه۪ٓ اَوْ قَاعِدًا اَوْ قَٓائِمًاۚ فَلَمَّا كَشَفْنَا عَنْهُ ضُرَّهُ م ...
Sabiîlik, El-Cezîre’de ortaya çıkan ve Hz. Yahyâ’ya (as.) bağlı olduğu ileri sürülen bir Yahûdi-Hristiyan mezhebi veya ışık-karanlık düalizmine dayalı ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّ فِي اخْتِلَافِ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَمَا خَلَقَ اللّٰهُ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَّقُونَ ...
Peygamberimizin (s.a.v.) ismi Kur’an-ı Kerim’de beş defa geçmektedir. Peygamberimiz (s.a.v.) Kur’an’da dört defa “Muhammed”, bir defa da “Ahmed” olara ...