# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَالسَّمَٓاءِ ذَاتِ الرَّجْعِۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-ssemâ-iżâti-rrac’(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Yemin ederim dönümlü ve döndürümlü göğe, |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17. Dönüş sahibi olan (yağmur yağdıran) göğe, (nebat ile) yarılan yere yemin ederim ki Kur'an, (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür. O, asla bir şaka değildir. Onlar bir tuzak kurarlar, ben de bir tuzak kurarım. Kâfirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek). |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 11,12. Dönüşlü göğe ve yarılan yeryüzüne and olsun ki, |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Yağmurlu göğe andolsun, |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Andolsun o dönüşlü göğe, |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Kasem olsun o Semai zati rec'a |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Andolsun o dönüş saahibi olan göğe, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Yemîn olsun o dönüşlü (hâlden hâle giren) göğe! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | And olsun, o yağmur sahibi semâya, |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Andolsun o dönüş sahibi olan semaya. |
11. | Ümit Şimşek Meali | And olsun dönüşlü göğe, |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | By the Firmament which returns (in its round), |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Târık Sûresi 11. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ...
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “Andolsun ki Biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’ân’da insanlara her türlü misâli verdik.” (ez-Zümer, 27) Yine Cenâb-ı Hak âye ...