Nahl Sûresi 6. Ayet Tefsiri


6 / 128


Nahl Sûresi Hakkında

Nahl sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 128 âyettir. İsmini 68. âyetinde geçen ve “bal arısı” mânasına gelen اَلنَّحْلُ (Nahl) kelimesinden alır. Mushaf tertîbine göre 16, nüzûl sırasına göre 70. sûredir. 

Nahl Sûresi Konusu

Nahl sûresi, peygamberlere gönderilen vahyin esas hedefinin tevhîd inancı yani “Allah’tan başka ilâh yoktur. Yalnızca O’na kulluk edilmeli ve sadece O’ndan korkulmalıdır” anlayışı olduğunu vurgulayarak başlar ve ağırlıklı olarak tevhidin delilleri üzerinde durur. Bununla beraber sûrede kâfirlerin bir kısım itirazlarına cevaplar verilir, iddiaları çürütülür ve şüpheleri ortadan kaldırılır. Resûlullah (s.a.s.)’in getirdiği dinin insan hayatında yapmayı hedeflediği değişim ve dönüşümler açıkça ortaya konur. Bu bağlamda adâlet, ihsan, sözünde durma, yemin ve anlaşmalara riâyet, haramlar-helâller ve tevbe gibi ahlâk ve muâmelâtla ilgili esaslar belirlenir. Yeri geldikçe öldükten sonra dirilme, hesap verme, cennet ve cehennem konularına temas edilir. Son olarak Peygamberimiz ve ona tâbi olanlara, kâfirlerin düşmanlık ve işkencelerine karşı nasıl bir tavır takınmaları gerektiği; zaman, mekan ve muhatabın durumunu dikkate alarak İslâm’ı nasıl tebliğ etmeleri lâzım geldiği hatırlatılır.

Nahl Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada on altıncı, iniş sırasına göre yetmişinci sûredir. Kehf sûresinden sonra, Nûh sûresinden önce Mekke’de nâzil olmuştur. Sondan üç âyetin Medine’de indiği yolunda rivayetler vardır. Hicretten bahseden 41. âyet ve sonrasının Medine’de indiği yolundaki görüş zayıf bulunmaktadır (41. âyetin tefsirine bk.).

وَلَكُمْ ف۪يهَا جَمَالٌ ح۪ينَ تُر۪يحُونَ وَح۪ينَ تَسْرَحُونَۖ ﴿٦﴾
Karşılaştır 6: Akşamleyin ağıllara getirirken ve sabahları otlaklara salıverirken onlarda sizin için muhteşem bir güzellik ve doyumsuz bir zevk vardır.

TEFSİR:

 اَلْاَنْعَامُ (en‘âm), daha ziyâde koyun, keçi, sığır ve deve olmak üzere dişisi ve erkeğiyle birlikte sekiz çifti ifade eden bir isimdir. (bk. En‘âm 6/143-144) Bunları da yaratan ve insanın hizmetine veren Yüce Allah’tır. Hayatın devamı ve ihtiyaçların temini açısından bu hayvanlarda insanın hem beden hem de ruh dünyasına hitap eden büyük faydalar ve eşsiz güzellikler vardır. Şöyle ki:

  İnsanın giyinmeye, barınmaya, sıcaktan ve soğuktan kendini korumaya ihtiyacı vardır. Bunun ham maddesini oluşturan deri, yün ve kıllar, bahsedilen hayvanlardan temin edilir.

  Bunlar yavrulayıp çoğalmaları, sütleri, binek oluşları, kendileriyle çiftçilik yapılması, satılıp paralarının alınması, kiraya verilmeleri gibi yollarla da insana pek çok faydalar sağlarlar.

  İnsanın vazgeçilmez ihtiyaçlarından biri de yemektir. Bu açıdan da bahsi geçen hayvanların insana sağladığı fayda açıktır. Onların etlerinden istifade ederiz. Vücutlarından veya hizmetlerinden meydana gelen ürünleri yer ve yaşarız.

  İnsanın ihtiyaçları sadece bedenî ve fizikî ihtiyaçlarla sınırlı değildir. Onun ruhî ihtiyaçları da vardır. Bu sebeple Cenâb-ı Hak göze hitap edip seyredilmesine izin verdiği nice güzel manzaralar, kulağa hitap edip dinlemeye müsaade buyurduğu nice güzel nağmeler var etmiştir. Bu güzellikler vasıtasıyla insan ruhu sevinir, huzur bulur. İşte hayvanların yaratılmasında insanın bu ruhî ihtiyaçları da dikkate alınmıştır. Sabahleyin otlamaya gidişlerinde, akşamleyin karınları tok, memeleri dolu eve dönüşlerinde, yavrularıyla karşılaşıp meleşmelerinde, yine yayılmaya giderken koşuşup oynaşmalarında insan için seyredip zevk alacağı çok güzel manzaralar vardır.

  Bunlar bizim taşıma ihtiyacımıza da yardımcı olurlar. Develer, öküzler ve mandalar hem bizi hem de yüklerimizi istediğimiz yere taşırlar. Halbuki o yükleri oraya kendimiz götürecek olsak ne kadar zorlanırız; takatimiz kesilir, neredeyse canımız çıkar. Yine de tam olarak muvaffak olamayız. Fakat o hayvancağızlar itiraz etmeden, seslerini çıkarmadan bu hizmetimizi de görürler. Bu ihsanlar, Cenâb-ı Hakk’ın kullarına olan engin şefkati ve sonsuz merhametinin açık tezâhürleridir.

Peki atlar, katırlar ve eşekler:

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2017/09/hasta_dua-702x336.jpg
Şifa Ayetleri

Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/kibir-ve-kendini-begenmek-ile-ilgili-ayetler-197207-m.jpg
Kibir ve Kendini Beğenmek ile İlgili Ayetler

“İşte âhiret yurdu! Biz onu yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuk yapmayı istemeyenlere nasib ederiz. Sonunda kazançlı çıkanlar, fenalıktan sakı ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/yusuf-suresinin-39-ayeti-ne-anlatiyor-197194-m.jpg
Yusuf Suresinin 39. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: يَا صَاحِبَيِ السِّجْنِ ءَاَرْبَابٌ مُتَفَرِّقُونَ خَيْرٌ اَمِ اللّٰهُ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُۜ “Ey zindan arkadaşlarım! ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/yusuf-suresinin-33-ayeti-ne-anlatiyor-197175-m.jpg
Yusuf Suresinin 33. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: قَالَ رَبِّ السِّجْنُ اَحَبُّ اِلَيَّ مِمَّا يَدْعُونَن۪ٓي اِلَيْهِۚ وَاِلَّا تَصْرِفْ عَنّ۪ي كَيْدَهُنَّ اَصْبُ اِلَيْهِن ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/mahmut-sagir-kuran-ziyafeti-285-ibrahim-suresi-38-41-ayetler-197176.png
Mahmut Sağır (Kuran Ziyafeti 285) İbrahim Sûresi 38-41. Ayetler

İbrahim Sûresi 38-41. Ayet Tefsiri 38. “Rabbimiz! Hiç şüphesiz sen, bizim gizlediğimizi de bilirsin, açığa vurduğumuzu da. Çünkü yerde olsu ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/vakia-suresi-hakkinda-bilgi-197173-m.jpg
Vakıa Suresi Hakkında Bilgi

Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (v ...