Meryem Sûresi 88-95. Ayet Tefsiri


88-95 / 98


Meryem Sûresi Hakkında

Meryem sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 98 âyettir. İsmini, 16-29. âyetlerde kıssası anlatılan Hz. Meryem’den alır. Mushaf tertibi itibarıyla 19, nüzûl sırasına göre ise 44. sûredir. Sûre içinde 58. âyette tilâvet secdesi bulunmaktadır.

Meryem Sûresi Konusu

Sûrede, ihtiyarlığında Hz. Zekeriyâ’ya Yahyâ’nın verilmesi, Hz. Yahyâ’ya henüz çocuk yaştayken peygamberlik bahşedilmesi, Hz. Meryem’in babasız olarak İsa’yı dünyaya getirmesi ve Hz. İsa’nın beşikteyken konuşması gibi ilâhî kudretin nihâyetsizliğini gösteren mûcizeler hatırlatılarak, Allah’a iman ve teslimiyetin zarûreti hissettirilir. Bununla birlikte Allah Teâlâ’nın peygamberlerine husûsi lutufları ve buna karşılık o güzel kulların sergiledikleri müstesnâ keyfiyette ihlaslı, samimi kulluk numûneleri haber verilir. Böylece insanlar o güzel hal ve davranışlardan örnek alıp, Allah’ın râzı olacağı, cehennemden kurtarıp cennetine koyacağı bahtiyar kullardan olmaya davet edilir. Ara ara kıyâmet, hesap, cennet ve cehennemden kısa kısa manzaralar arzedilir. İnsanların cehenneme düşmelerine sebep olacak yanlış inanç ve amellere dikkat çekilerek, bunlardan uzak durup cennete vâris olmalarını sağlayacak takvâ hayatı teşvik edilir.

Meryem Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada on dokuzuncu, iniş sırasına göre kırk dördüncü sûredir. Fâtır sûresinden sonra, Tâhâ sûresinden önce, Mekke döneminin 4. yılında inmiştir. 58 ve 71. âyetlerinin Medine’de indiğine dair rivayet de vardır (İbn Âşûr, XVI, 57-58).

وَقَالُوا اتَّخَذَ الرَّحْمٰنُ وَلَدًاۜ ﴿٨٨﴾
لَقَدْ جِئْتُمْ شَيْـًٔا اِدًّاۙ ﴿٨٩﴾
تَكَادُ السَّمٰوَاتُ يَتَفَطَّرْنَ مِنْهُ وَتَنْشَقُّ الْاَرْضُ وَتَخِرُّ الْجِبَالُ هَدًّاۙ ﴿٩٠﴾
اَنْ دَعَوْا لِلرَّحْمٰنِ وَلَدًاۚ ﴿٩١﴾
وَمَا يَنْبَغ۪ي لِلرَّحْمٰنِ اَنْ يَتَّخِذَ وَلَدًاۜ ﴿٩٢﴾
اِنْ كُلُّ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ اِلَّٓا اٰتِي الرَّحْمٰنِ عَبْدًاۜ ﴿٩٣﴾
لَقَدْ اَحْصٰيهُمْ وَعَدَّهُمْ عَدًّاۜ ﴿٩٤﴾
وَكُلُّهُمْ اٰت۪يهِ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ فَرْدًا ﴿٩٥﴾
Karşılaştır 88: Bazıları: “Rahmân çocuk edindi” dediler.
Karşılaştır 89: Ey, böyle söyleyenler! Gerçekten siz çok çirkin ve korkunç bir iddia ortaya attınız!
Karşılaştır 90: Neredeyse gökler çatlayacak, yer yarılacak, dağlar yıkılıp yerle bir olacaktı;
Karşılaştır 91: Rahmân’a çocuk isnat ettiler diye!
Karşılaştır 92: Halbuki çocuk edinmek asla Rahmân’ın şânına yakışmaz!
Karşılaştır 93: Çünkü göklerde ve yerde bulunan herkes, istisnâsı olmaksızın, ancak Rahmân’a kul olarak gelecektir.
Karşılaştır 94: Şüphesiz Allah onları ilmiyle ve kudretiyle her yönden kuşatmış; onları ve amellerini birer birer saymıştır.
Karşılaştır 95: Onların hepsi kıyâmet günü O’nun huzuruna tek başına gelecektir.

TEFSİR:

Allah’a çocuk isnat etmek gerçekten çok büyük bir günahtır. Müşrikler, yahudiler ve hıristiyanlar bu suçu işlemişler; müşrikler meleklerin Allah’ın kızları olduğunu; yahudiler Uzeyr’in, hıristiyanlar da Hz. İsa’nın Allah’ın oğlu olduğunu söylemişlerdir. Bu çirkin iddia, Cenâb-ı Hakk’ın son derece gazap buyurduğu bir sapıklıktır. Öyle ki, eğer Allah merhamet buyurmasa, sırf bu günahları sebebiyle gökler çatlayabilir, yer yarılıp paramparça olabilir, dağlar yıkılıp darmadağın kesilebilir! Çünkü Cenâb-ı Hakk’ın zât-ı ulûhiyetine, azamet ve vahdaniyetine çocuk edinmek asla uygun düşecek bir durum değildir. Ayrıca ister melek, ister cin, ister insan olsun veya başka kim olursa olsun, göklerde ve yerde bulunan herkes Allah’ın yarattığı kullardır. Allah Teâlâ, onların her halini bilmektedir. Onları her yönden kuşatmakta; ömürlerini, amellerini, hatta nefeslerini saymaktadır. Sayıları çok olmasına rağmen onlardan hiç kimse O’nun ilminin kuşatmasından, kudret ve hâkimiyetinin yakalamasından hariç değildir. Allah onların hepsini öldürecek, tekrar diriltecek ve kıyamet günü her biri tek tek Rabbinin huzuruna gelip hesap verecektir. O halde bunlardan herhangi birinin –hâşâ- ilâh veya Allah’ın çocuğu olduğu nasıl düşünülebilir?

Sonuçta, hem Allah’ın hem de kulların sevgisini kazanmanın ve ebedi kurtuluşa ermenin yolu olarak Kur’an’ın öğrettiği şekilde inanıp sâlih ameller işlemek gösterilir:

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-82-ayeti-ne-anlatiyor-195113-m.jpg
Enâm Suresinin 82. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2017/09/hasta_dua-702x336.jpg
Şifa Ayetleri

Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2019/04/fakirlik_görmez-702x336.jpg
Vakıa Suresi

Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-79-ayeti-ne-anlatiyor-195094-m.jpg
Enâm Suresinin 79. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-72-ayeti-ne-anlatiyor-195071-m.jpg
Enâm Suresinin 72. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-68-ayeti-ne-anlatiyor-195024-m.jpg
Enâm Suresinin 68. Ayeti Ne Anlatıyor?

En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...