Meryem Sûresi 54. Ayet Tefsiri


54 / 98


Meryem Sûresi Hakkında

Meryem sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 98 âyettir. İsmini, 16-29. âyetlerde kıssası anlatılan Hz. Meryem’den alır. Mushaf tertibi itibarıyla 19, nüzûl sırasına göre ise 44. sûredir. Sûre içinde 58. âyette tilâvet secdesi bulunmaktadır.

Meryem Sûresi Konusu

Sûrede, ihtiyarlığında Hz. Zekeriyâ’ya Yahyâ’nın verilmesi, Hz. Yahyâ’ya henüz çocuk yaştayken peygamberlik bahşedilmesi, Hz. Meryem’in babasız olarak İsa’yı dünyaya getirmesi ve Hz. İsa’nın beşikteyken konuşması gibi ilâhî kudretin nihâyetsizliğini gösteren mûcizeler hatırlatılarak, Allah’a iman ve teslimiyetin zarûreti hissettirilir. Bununla birlikte Allah Teâlâ’nın peygamberlerine husûsi lutufları ve buna karşılık o güzel kulların sergiledikleri müstesnâ keyfiyette ihlaslı, samimi kulluk numûneleri haber verilir. Böylece insanlar o güzel hal ve davranışlardan örnek alıp, Allah’ın râzı olacağı, cehennemden kurtarıp cennetine koyacağı bahtiyar kullardan olmaya davet edilir. Ara ara kıyâmet, hesap, cennet ve cehennemden kısa kısa manzaralar arzedilir. İnsanların cehenneme düşmelerine sebep olacak yanlış inanç ve amellere dikkat çekilerek, bunlardan uzak durup cennete vâris olmalarını sağlayacak takvâ hayatı teşvik edilir.

Meryem Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada on dokuzuncu, iniş sırasına göre kırk dördüncü sûredir. Fâtır sûresinden sonra, Tâhâ sûresinden önce, Mekke döneminin 4. yılında inmiştir. 58 ve 71. âyetlerinin Medine’de indiğine dair rivayet de vardır (İbn Âşûr, XVI, 57-58).

وَاذْكُرْ فِي الْكِتَابِ اِسْمٰع۪يلَۘ اِنَّهُ كَانَ صَادِقَ الْوَعْدِ وَكَانَ رَسُولًا نَبِيًّاۚ ﴿٥٤﴾
Karşılaştır 54: Rasûlüm! Kitapta İsmâil’in kıssasını da an. Şüphesiz ki o sözüne sâdık bir insandı; bir rasûl, bir nebî idi.

TEFSİR:

Bir resûl ve bir nebî olan Hz. İsmâil, verdiği sözde durmakla temâyüz etmişti. Verdiği her sözü mutlaka yerine getirir, bu hususta fevkalade bir hassasiyet ve titizlik gösterirdi. Meselâ o, kurban edileceği zaman babasına: “İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın” (Saffât 37/102) diye söz vermiş ve yerine kurbanlık bir koç gelinceye kadar sabretmiştir. Dolayısıyla Hz. İsmâil’in bu önemli özelliğinin burada zikredilmesi, bunu işiten herkesi sözünde doğru olmaya ve vaadini yerine getirmeye teşvik etmektedir. Nitekim Allah Resûlü (s.a.s.), henüz peygamber olmadan önce kendisiyle alış-veriş yaptığı bir kişiyi, buluşmak üzere sözleştikleri yerde tam üç gün beklemişti. Üç gün sonra verdiği sözü hatırlayıp oraya gelen o kişi Efendimiz’in hala sözleştikleri yerde durmakta olduğunu görünce şaşırmıştı. Efendimiz ona: “Ey genç! Gerçekten beni zora koştun. Üç günden beri seni burada bekliyorum” (Ebû Dâvûd, Edeb 82) buyurmuştu

Hz. İsmâil, ailesi başta olmak üzere halkına devamlı sûrette namaz kılmayı ve zekât vermeyi emrederdi. Aslında namaz ve zekât, nerede ve ne şekilde olursa olsun Allah’ın onlara emrettiği bütün bedenî ve mâli ibâdetleri şumûlüne alır.

Allah Teâlâ, hususiyle ailemizden ve yakınlarımızdan başlayarak dinin tebliğ edilmesini istemekte ve şöyle buyurmaktadır:

“Rasûlüm! Önce en yakın akrabanı uyar.” (Şuarâ 26/214)

“Ailene ve ümmetine namazı emret. Kendin de onu kılmaya sabırla devam et.” (Tâhâ 20/132)

“Ey iman edenler! Hem kendinizi hem de ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan o müthiş cehennem ateşinden koruyun!” (Tahrîm 66/6)

Çünkü bir tebliğcinin ailesi ve yakın akrabası düzelince diğer insanların onlara uyarak hallerini ıslah etmeleri daha kolay olur.

Hz. İsmâil, Allah’ın kendisinden râzı olduğu mümtâz bir şahsiyetti. Çünkü o, Allah Teâlâ’nın razı olacağı bir kulluk yapıyor; O’nun rızâsına halel getirecek her türlü hal ve hareketten uzak duruyordu. Her taatinde en yüksek dereceyi tutturuyordu. Bu onun sahip olduğu güzel vasıfların en şereflisi ve en yücesi idi. Zira Allah’ın bir kuldan çok çok râzı olmasından daha üstün bir makam yoktur. Bu sebeple Yüce Rabbimize: “Allahım! Bizi râzı olduğun her türlü söz, amel, fiil ve düşüncelere muvaffak kıl. Bizi râzı olmadığın her türlü söz, amel, fiil ve düşüncelerden de muhafaza buyur” diye dua etmeliyiz.

Bu sûrede bahsi geçen peygamberlerin son halkası olarak da Hz. İdris’in ibret dolu hayatına kısaca temas edilir:

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-72-ayeti-ne-anlatiyor-195071-m.jpg
Enâm Suresinin 72. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-68-ayeti-ne-anlatiyor-195024-m.jpg
Enâm Suresinin 68. Ayeti Ne Anlatıyor?

En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-59-ayeti-ne-anlatiyor-195002-m.jpg
Enâm Suresinin 59. Ayeti Ne Anlatıyor?

En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/kaf-suresinin-tefsiri-195001-m.jpg
Kaf Suresinin Tefsiri

Kâf sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 45 âyettir. İsmini 1. âyette geçen ق (Kāf) harfinden alır. Resmî tertîbe göre 50, iniş sırasına göre 34. sûredir. ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2020/03/yasin-suresinin-okunusu-ve-anlami-171428-m.jpg
Yasin Suresinin Okunuşu ve Anlamı

Yasin suresi Mekke’de nazil olmuştur. 83 ayettir. İsmini birinci ayette geçen يٰسٓ (Yasin) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, nüzul (İniş) sırası ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-46-ayeti-ne-anlatiyor-194995-m.jpg
Enam Suresinin 46. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: قُلْ اَرَاَيْتُمْ اِنْ اَخَذَ اللّٰهُ سَمْعَكُمْ وَاَبْصَارَكُمْ وَخَتَمَ عَلٰى قُلُوبِكُمْ مَنْ اِلٰهٌ غَيْرُ اللّٰهِ يَأ ...