# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَتَرَى الْمُجْرِم۪ينَ يَوْمَئِذٍ مُقَرَّن۪ينَ فِي الْاَصْفَادِۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Veterâ-lmucrimîne yevme-iżin mukarranîne fî-l-asfâd(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | O gün, bütün hayatları günahla kararmış inkârcı suçluların birbirlerine yaklaştırılarak zincirlere vurulduğunu görürsün. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | O gün, günahkârların zincire vurulmuş olduğunu görürsün. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | O gün, suçluları zincirlere vurulmuş olarak görürsün. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | O gün, suçluları zincirlere vurulmuş olarak görürsün. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | O gün, suçluların zincire vurulmuş olduğunu görürsün. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve görürsün mücrimleri o gün birbirlerine çatılı çatılı bukağılardadırlar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | O gün günahkârların (şeytanlarıyle birlikde) bukağılara vurulmuş olduğunu görürsün. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hem o gün suçluları, zincirlerle birbirlerine bağlı kimseler olarak görürsün! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O kıyamet günü, mücrim kâfirleri birbirine bağlanıp kelepçelenmiş olarak görürsün. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve o günde günahkârları bukağılara vurulmuş bir halde görürsün. |
11. | Ümit Şimşek Meali | O gün mücrimleri zincirlere vurulmuş görürsün. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And thou wilt see the sinners that day bound together in fetters;- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. İbrahim Sûresi 49. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Enbiya suresinin 34. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 34. Ayet Arapça: وَمَا جَعَلْنَا لِبَشَرٍ مِنْ قَبْلِكَ الْخُلْدَۜ اَفَا۬ئِنْ مِتَّ فَه ...
"Gerçekten biz Âdemoğullarını şerefli kıldık, onlara karada ve denizde kendilerini taşıyacak vasıtalar lutfettik, onları temiz ve hoş nimetlerle rız ...
Enbiya suresinin 22. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 22. Ayet Arapça: لَوْ كَانَ ف۪يهِمَٓا اٰلِهَةٌ اِلَّا اللّٰهُ لَفَسَدَتَاۚ فَسُبْحَانَ ...
Enbiya suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 7. Ayet Arapça: وَمَٓا اَرْسَلْنَا قَبْلَكَ اِلَّا رِجَالًا نُوح۪ٓي اِلَيْهِمْ فَسْـَٔلُ ...
Taha suresinin 132. ayetinde şöyle buyrulur: Taha Suresi 132. Ayet Arapça: وَأْمُرْ اَهْلَكَ بِالصَّلٰوةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَاۜ لَا نَسْـَٔلُكَ رِ ...
"Kad efleha-l muminûn. (Mü’minler, gerçekten kurtuluşa ermişlerdir.)" - Mü'minûn Sûresi 1. Ayet "Onlar namazlarında tam bir tevazu, teslimiyet ve ...