# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | رَبِّ اِنَّهُنَّ اَضْلَلْنَ كَث۪يرًا مِنَ النَّاسِۚ فَمَنْ تَبِعَن۪ي فَاِنَّهُ مِنّ۪يۚ وَمَنْ عَصَان۪ي فَاِنَّكَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ | |
Türkçe Okunuşu * | Rabbi innehunne adlelne keśîran mine-nnâs(i)(s) femen tebi’anî fe-innehu minnî(s) vemen ‘asânî fe-inneke ġafûrun rahîm(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Rabbim! Bu putlar, insanların pek çoğunun yoldan çıkmasına sebep olmaktadır. Bundan böyle kim bana uyarsa şüphesiz o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, elbette ki sen çok bağışlayıcısın, engin merhamet sahibisin!” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | «Çünkü, onlar (putlar), insanlardan birçoğunun sapmasına sebep oldular, Rabbim. Şimdi kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, artık sen gerçekten çok bağışlayan, pek esirgeyensin.» |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Rabbim! O putlar çok insanları saptırdı; bana uyan bendendir, bana karşı gelen kimseyi Sana bırakırım; Sen bağışlarsın, merhamet edersin." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Rabbim! Çünkü o putlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Artık kim bana uyarsa, o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, şüphesiz sen çok bağışlayan, çok merhamet edensin.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Rabbim! Çünkü onlar (putlar) insanlardan birçoğunun sapmasına sebep oldular. Şimdi kim bana uyarsa, o bendendir; kim bana karşı gelirse, artık sen gerçekten çok bağışlayan ve çok merhamet edensin. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Rabbım!. Çünkü onlar insanlardan bir çoğunu şaşırtırlar, bundan böyle izimce gelirse işte o bendendir, kim de bana ısyan ederse artık sen gafursun, rahîmsin |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Rabbim, çünkü onlar insanlardan bir çoğunu başdan çıkardılar. Bundan sonra kim bana uyarsa işte o, bendendir. Kim de bana karşı gelirse... Hakıykat, sen çok yarlığayıcı, çok esirgeyicisin». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Rabbim! Çünki onlar (o putlar), insanlardan birçoğunu dalâlete düşürdüler. Bundan sonra kim bana tâbi' olursa, artık muhakkak o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, artık şübhesiz ki sen, Gafûr (çok bağışlayan)sın, Rahîm (çok merhamet eden)sin.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Rabbim! Çünkü o putlar, insanlardan bir çoğunu şaşırttılar. Artık bundan sonra kim bana tabi olur, izimde giderse, işte o bendendir. Kim de bana isyan ederse, tevbe ettiği takdirde, muhakkak ki sen çok bağışlayıcı, çok merhamet edicisin. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Ey Rabbim! Muhakkak ki onlar nâstan birçoklarını idlâl ettiler. İmdi her kim bana tâbi olursa şüphe yok ki, o bendendir ve kim bana âsi olursa, artık muhakkak ki, Sen çok yarlığayıcısın, çok esirgeyicisin.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Yâ Rabbi, onlar insanların birçoğunu saptırdı. Kim bana uyarsa, o bendendir. Kim bana karşı gelirse, şüphesiz ki Sen çok bağışlayıcı, çok merhamet edicisin. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "O my Lord! they have indeed led astray many among mankind; He then who follows my (ways) is of me, and he that disobeys me,- but Thou art indeed Oftforgiving, Most Merciful. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. İbrahim Sûresi 36. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...