# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَنُسْكِنَنَّكُمُ الْاَرْضَ مِنْ بَعْدِهِمْۜ ذٰلِكَ لِمَنْ خَافَ مَقَام۪ي وَخَافَ وَع۪يدِ | |
Türkçe Okunuşu * | Velenuskinennekumu-l-arda min ba’dihim(c) żâlike limen ḣâfe mekâmî veḣâfe va’îd(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Onların ardından o ülkeye elbette sizi yerleştireceğiz. Bu müjde, benim huzurumda durup hesap vermekten korkan ve tehdidimden çekinenler içindir.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Ve (ey inananlar!) Onlardan sonra sizi mutlaka o yerde yerleştireceğiz. İşte bu, makamımdan korkan ve tehdidimden sakınan kimselere mahsustur. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 13,14. İnkar edenler, peygamberlerine: "Ya bizim dinimize dönersiniz ya da sizi memleketimizden çıkarırız" dediler. Rableri peygamberlere: "Biz, haksızlık edenleri yok edeceğiz, onlardan sonra yeryüzüne sizi yerleştireceğiz. Bu, makamımdan ve tehdidimden korkanlar içindir." diye vahyetti. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Onlardan sonra sizi elbette o yere yerleştireceğiz. Bu, makamımdan korkan ve tehdidimden sakınan kimseler içindir.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ve Onlardan sonra sizi mutlaka o yerde yerleştireceğiz. Bu, makamımdan ve tehdidimden korkan içindir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve arkalarından sizi o Arza iskân eyliyeceğiz, bu işte makamımdan korkana, vaıydimden korkana va'dim |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Ve onlardan sonra sizi behemehal, o yurda yerleşdireceğiz. İşte bu (mükâfatım), benim makaamımdan korkanlara, benim tehdidimden korkanlara haasdır». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Ve onlardan sonra sizi mutlaka o yere yerleştireceğiz.” İşte bu (va'dimiz), makamımdan (huzûrumda dikilerek hesab vermekten) korkanlar ve tehdîdimden endişe edenler içindir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ve onlardan sonra, mutlaka sizi, o yurda yerleştireceğiz. İşte bu iş , makamımdan ve azabımdan korkana vaadimdir.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Ve elbette onlardan sonra o yurda sizi yerleştireceğiz. İşte bu, makamımdan korkana ve vaadimden korkana mahsustur. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onların ardından yeryüzüne sizi yerleştireceğiz. Bu, Benim huzurumda hesap vermekten ve tehdidimden korkan kimse içindir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "And verily We shall cause you to abide in the land, and succeed them. This for such as fear the Time when they shall stand before My tribunal,- such as fear the punishment denounced." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. İbrahim Sûresi 14. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...
İsra suresinin 107. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 107. Ayet Arapça: قُلْ اٰمِنُوا بِه۪ٓ اَوْ لَا تُؤْمِنُواۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِل ...