# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | يُجَادِلُونَكَ فِي الْحَقِّ بَعْدَ مَا تَبَيَّنَ كَاَنَّمَا يُسَاقُونَ اِلَى الْمَوْتِ وَهُمْ يَنْظُرُونَۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Yucâdilûneke fî-lhakki ba’de mâ tebeyyene keennemâ yusâkûne ilâ-lmevti vehum yenzurûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Gerçek apaçık ortaya çıktıktan sonra onlar, sanki göz göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi, hâlâ savaş konusunda seninle münâkaşa edip duruyorlardı. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Hak ortaya çıktıktan sonra sanki gözleri göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi (cihad hususunda) seninle tartışıyorlardı. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Sanki göz göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi, gerçek ortaya çıktıktan sonra bile seninle tartışıyorlardı. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Gerçek apaçık ortaya çıktıktan sonra, sanki göz göre göre ölüme sürülüyorlarmış gibi seninle o konuda tartışıyorlardı. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ve gerçek, gün gibi açığa çıktıktan sonra bile seninle münakaşaya devam etmişlerdi; sanki göz göre göre ölüme sürükleniyorlardı. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Tebeyyün etmişken hakta seninle münakaşa ediyorlardı, sanki göre göre ölüme sevkolunuyorlardı |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Hak apaçık meydana çıkdıkdan sonra bile onlar bu hususda, sanki gözleri göre göre ölüme sürülüyorlarmış gibi, seninle mücâdele ediyorlardı. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Hak) ortaya çıktıktan (ve artık cihâd gerekli olduktan) sonra, sanki onlar (göz)göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi (netîcesindeki güzellikleri düşünmeden) o hak husûsunda seninle mücâdele ediyorlardı. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Hak meydana çıktıktan sonra da, onlar, bu savaş hususunda, gözleri görürcesine ölüme götürülüyorlarmış gibi, seninle mücadele ediyorlardı. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Hak tebeyyün ettikten sonra onda seninle mücadelede bulunurlar. Sanki onlar bakar oldukları halde ölüme sevkolunuyorlarmış! |
11. | Ümit Şimşek Meali | Kendilerine hak açıklandığı halde, sanki göz göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi, seninle tartışıyorlardı. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Disputing with thee concerning the truth after it was made manifest, as if they were being driven to death and they (actually) saw it. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Enfâl Sûresi 6. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 19. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 19. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يُحِبُّونَ اَنْ تَش۪يعَ الْفَاحِشَةُ فِي الّ ...
Nûr suresinin 10. ayetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurur: Nûr Suresi 10. Ayet Arapça: وَلَوْلَا فَضْلُ اللّٰهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ وَاَنَّ اللّٰهَ ...
KARŞILAŞTIĞI KİMSEYE GÜZEL SÖZ SÖYLEYİP GÜLER YÜZ GÖSTERMEK İLE İLGİLİ AYETLER “Mü’minlere kol kanat ger.” (Hicr sûresi (15), 88) Bu âyet-i ke ...
Talâk sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. İsmini, birinci âyette bahsedilen talâk (boşama) hükmünden alır. Mushaf tertîbine göre 65, iniş sır ...
Müminûn suresinin 115. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 115. Ayet Arapça: اَفَحَسِبْتُمْ اَنَّمَا خَلَقْنَاكُمْ عَبَثًا وَاَنَّكُمْ اِلَيْنَ ...
Kur’ân-ı Kerîm, beşeriyet için Rahmânî sadâları işitmek, ilâhî nefhayı rûhunda hissetmek ve daha bu dünyada iken Allah ile mükâleme etmenin en feyizli ...