# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | ذٰلِكُمْ فَذُوقُوهُ وَاَنَّ لِلْكَافِر۪ينَ عَذَابَ النَّارِ | |
Türkçe Okunuşu * | Żâlikum feżûkûhu veenne lilkâfirîne ‘ażâbe-nnâr(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İşte zâlimlerin dünyadaki cezası budur. Ey müşrikler, şimdilik tadın onu bakalım! Kâfirler için bir de cehennem azâbı olduğunu unutmayın! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | İşte bu yenilgi size Allah'ın azabı! Şimdilik onu tadın! Kâfirlere bir de cehennem ateşinin azabı vardır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İşte bunu tadın, inkar edenlere cehennem azabı da vardır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | İşte şimdi siz tadın onu! Kâfirlere bir de cehennem azabı vardır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İşte gördünüz ya, şimdilik siz bunu tadın, şu da kesindir ki, ahirette kâfirlere cehennem azabı vardır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | İşte bunu gördünüza, şimdi onu tadın, kâfirlere bir de Cehennem azâbı var |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | İşte bunu gördünüz ya: Şimdi tadın onu! Kâfirlere bir de (cehennem) ateş (in) in azabı vardır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | İşte bu size (Allah'ın azâbı)dır. Haydi bunu tadın! Muhakkak kâfirler için bir de Cehennem azâbı vardır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ey kâfirler! Bu, şimdiki azâbınızdır, tadın bunu! Kâfirlere âhirette bir de cehennem azâbı vardır. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | İşte gördünüz ya! Şimdi bunu tadınız. Ve şüphesiz ki, kâfirler için ateş azabı da vardır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Cezanız işte budur; tadın onu. Kafirlere bir de ateş azabı vardır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Thus (will it be said): "Taste ye then of the (punishment): for those who resist Allah, is the penalty of the Fire." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Enfâl Sûresi 14. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Furkân sûresinin 6. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 6. Ayet Arapça: قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ ...
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...