# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَا تَكُونُوا كَالَّذ۪ينَ قَالُوا سَمِعْنَا وَهُمْ لَا يَسْمَعُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Velâ tekûnû kelleżîne kâlû semi’nâ vehum lâ yesme’ûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Bir de kulaklarından kalplerine hiçbir şey girmediği halde, “İşittik!” diyen kimseler gibi olmayın! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | İşitmedikleri halde işittik diyenler gibi olmayın. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 20,21. Ey inananlar! Allah'a ve Peygamberine itaat edin, Kuran'ı dinleyip dururken yüz çevirmeyin, dinlemedikleri halde "dinledik" diyenler gibi olmayın. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | İşitmedikleri hâlde, “işittik” diyenler gibi de olmayın. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ve işitmedikleri halde "işittik" diyenler gibi olmayın! |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | ve işitmedikleri halde işittik diyenler gibi olmayın |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Ve kendileri dinlemedikleri halde «Dinledik» diyenler gibi olmayın. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Kendileri işitmedikleri hâlde “İşittik” diyenler gibi de olmayın! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Bir de (Kalbleriyle tasdik etmedikleri) işitmedikleri halde, (dilleriyle) işittik diyen münafık kâfirler gibi olmayın. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve öyle kimseler gibi olmayınız ki, onlar «İşittik» derler ve halbuki onlar işitmezler. |
11. | Ümit Şimşek Meali | İşitmediği halde “İşittik” diyenler gibi de olmayın. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Nor be like those who say, "We hear," but listen not: |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Enfâl Sûresi 21. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: وَهٰذَا كِتَابٌ اَنْزَلْنَاهُ مُبَارَكٌ مُصَدِّقُ الَّذ۪ي بَيْنَ يَدَيْهِ وَلِتُنْذِرَ اُمَّ الْقُرٰى وَمَنْ حَوْلَهَاۜ وَ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...