# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاَنَّا ظَنَنَّٓا اَنْ لَنْ تَقُولَ الْاِنْسُ وَالْجِنُّ عَلَى اللّٰهِ كَذِبًاۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve ennâ zanennâ en len tekûle-l-insu velcinnu ‘ala(A)llâhi keżibâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | «Oysa biz, insanların da cinlerin de Allah hakkında asla yalan söylemeyeceklerini sanıyorduk.» |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Halbuki biz, gerek insanlar gerekse cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler, sanmıştık. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Doğrusu insanların ve cinlerin Allah'a karşı yalan uydurabileceklerini sanmazdık." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Şüphesiz biz, insanların ve cinlerin Allah hakkında asla yalan söylemeyeceklerini sanıyorduk.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Doğrusu biz insanları ve cinleri Allah'a karşı asla yalan söylemez sanmışız. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve doğrusu biz, İns ü Cinn Allaha karşı asla yalan söylemez sanmışız |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Gerçek biz de insan (olsun), cin (olsun) Allaha karşı (hiçbiri) asla yalan söylemez, sanmıştık.» |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Hâlbuki biz, insanların ve cinlerin Allah hakkında aslâ yalan söylemeyeceklerini sanmıştık!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Hakikaten biz, insan ile cin, Allah'a karşı asla yalan söylemez sanmışız. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Ve doğrusu biz sanmış idik ki, insan ve cin, Allah'a karşı bir yalan söyler değildir.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Oysa biz ne insanların, ne de cinlerin Allah hakkında yalan söylemeyeceklerini sanırdık. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | ´But we do think that no man or spirit should say aught that untrue against Allah. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Cin Sûresi 5. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Bizler için örnek şahsiyetler olan ashâb-ı kirâmın ve evliyâullâhın Kur’ân-ı Kerîm’e karşı hissettikleri büyük mes’ûliyet duygusu, onu ne derecede hay ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا عِنْدَنَا خَزَٓائِنُهُۘ وَمَا نُنَزِّلُهُٓ اِلَّا بِقَدَرٍ مَعْلُومٍ Her şeyin hazineleri sade ...
Kur’ân-ı Kerîm’i, her devirde milyonlarca hâfız ezberlemiştir. Müsteşriklerin dahî îtirâf ettikleri gibi[1] bu durum, yeryüzünde hiçbir kitaba nasîb o ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ...
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...