# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاَنَّا لَا نَدْر۪ٓي اَشَرٌّ اُر۪يدَ بِمَنْ فِي الْاَرْضِ اَمْ اَرَادَ بِهِمْ رَبُّهُمْ رَشَدًاۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve ennâ lâ nedrî eşerrun urîde bimen fî-l-ardi em erâde bihim rabbuhum raşedâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | «Göğün böyle sıkı denetim altına alınmasıyla yeryüzü ahâlisi için bir kötülük mü kastedilmiştir, yoksa Rableri onlar için bir iyilik mi dilemiştir; onu biz bilemiyoruz?» |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Yeryüzünde olanlara kötülük mü murad edildi, yahut Rableri onlara bir iyilik mi dilemiştir, doğrusu biz bilemeyiz." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Hakikaten biz bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü istendi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi?” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Doğrusu biz bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi?" |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve doğrusu biz bilmeyiz o Arzdaki kimselere bir şer mi irade edilmiştir, yoksa rabları onlara bir hayır mı murad etmiştir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Doğrusu biz yerdeki kişilere şer mi murad ediliyor, yoksa Rableri onlar için bir hayır mı irâde ediyor, bilmiyormuşuz». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Ve gerçekten biz bilmiyoruz, (bununla) yeryüzünde bulunan kimselere bir kötülük mü (yapılmak) istenildi, yoksa Rableri onlara bir iyilik mi diledi?” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Doğrusu biz bilmeyiz; o arzdaki kimselere bir fenalık mı istenmiştir; yoksa Rableri onlara bir iyilik mi dilemiştir? |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Ve doğrusu biz bilmiyoruz ki, yerde bulunanlar için bir şer mi murad edilmiştir, yoksa onlar için Rableri bir doğruluk mu irâde buyurmuştur?» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Bununla yeryüzü ahalisi için bir kötülük mü kastedilmiştir, yoksa Rableri onlar için iyilik mi dilemiştir; onu biz bilemeyiz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | ´And we understand not whether ill is intended to those on earth, or whether their Lord (really) intends to guide them to right conduct. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Cin Sûresi 10. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا عِنْدَنَا خَزَٓائِنُهُۘ وَمَا نُنَزِّلُهُٓ اِلَّا بِقَدَرٍ مَعْلُومٍ Her şeyin hazineleri sade ...
Kur’ân-ı Kerîm’i, her devirde milyonlarca hâfız ezberlemiştir. Müsteşriklerin dahî îtirâf ettikleri gibi[1] bu durum, yeryüzünde hiçbir kitaba nasîb o ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ...
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...