# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قُلْ اِنّ۪ي لَٓا اَمْلِكُ لَكُمْ ضَرًّا وَلَا رَشَدًا | |
Türkçe Okunuşu * | Kul innî lâ emliku lekum darran velâ raşedâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | De ki: “Benim size kendiliğimden ne bir zarar vermeye gücüm yeter, ne de sizi doğruya ulaştırarak bir fayda sağlamaya.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | De ki: Doğrusu ben (kendi başıma) size ne zarar verme ne de fayda sağlama gücüne sahibim. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | De ki: "Ben size zarar vermeye de iyilik yapmaya da kadir değilim." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | De ki: “Şüphesiz ben, size ne zarar verebilir ne de fayda sağlayabilirim.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | De ki, "Haberiniz olsun, ben size kendiliğimden ne bir zarar verebilirim, ne de bir yol gösterebilirim." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | De ki haberiniz olsun ben size kendiliğimden ne bir zarar, ne de bir irşad yapamam |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | De ki: «Hakıykat ben sizin için ne bir zarar (yapmak), ne de bir hayır (getirmek kudretine) mâlik değilim». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | De ki: “Şübhesiz ki ben (kendi başıma), sizin için ne bir zarara, ne de bir faydaya sâhib olabilirim.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Ey Rasûlüm, Mekke halkına) de ki: “- Ben, size, kendiliğimden ne bir zarar, ne de bir fayda yapma kudretine sahib değilim.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | De ki: «Doğrusu ben sizin için ne bir zarara ve ne de bir faideye malik değilim.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | De ki: Size ne bir zarar vermeye benim gücüm yeter, ne de iyilik yapmaya. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Say: "It is not in my power to cause you harm, or to bring you to right conduct." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Cin Sûresi 21. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...