Zümer Sûresi 24-26. Ayet Tefsiri


24-26 / 75


Zümer Sûresi Hakkında

Zümer sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 75 âyettir. İsmini 71 ve 73. âyetlerde geçen “zümreler, gruplar, bölükler” mânasına gelen اَلزُّمَرُ (zümer) kelimesinden alır. 22. âyette geçen ve “köşkler, odalar” mânasına gelen اَلْغُرَفُ (ğuref) kelimesi de sûreye isim olmuştur. Resmî tertîbe göre 39, iniş sırasına göre 59. sûredir.

Zümer Sûresi Konusu

Sûrede ağırlıklı olarak tevhid inancının ve Allah’a ihlasla kulluk yapmanın ehemmiyeti ele alınır. Bir taraftan da şirkin bâtıllığı, saçmalığı ve kötü neticeleri geniş izahlarla beyân edilir. Mekke’de müşriklerin mü’minlere şiddetli baskı uyguladıkları bir dönemde indiği anlaşılan sûre, müslümanların gerektiğinde hicret etmelerine kapı aralar. Peygambere ve mü’minlere, ne tür zor şartlar altında olurlarsa olsunlar, dinlerinden asla taviz vermemeleri hatırlatılır. Çünkü tevhid inancının zedelenmesi, sonuç itibariyle bütün amellerin boşa çıkması gibi ağır kayıplara yol açabilecektir. Bu hususta peygamberin durumu bile diğerlerinden farksızdır. Sûre kıyâmetten bahsederek; tevhid ehlinin erişeceği hayırlı netice ile, şirke düşenlerin düçar kalacakları kötü sonu tesirli bir şekilde sahneleyip, dinleyenlerine hem iki farklı neticeyi mukayese etme, hem de ikisi arasında tercihte bulunma fırsatı sağlayarak son bulur.

Zümer Sûresi Nuzül Sebebi

          Mushaftaki sıralamada otuz dokuzuncu, iniş sırasına göre elli dokuzuncu sûredir. Sebe’ sûresinden sonra, Mü’min (Gåfir) sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Allah’ın rahmetinden ümit kesilmemesi gerektiğini belirten 53. âyetten itibaren üç veya yedi âyetin Medine döneminde indiği yolunda rivayetler varsa da bu rivayetler zayıf bulunmaktadır (bk. İbn Âşûr, XXIII, 311).

Zümer Sûresi Fazileti

Hz. Aişe, Resûl-i Ekrem (s.a.s.)’in her gece yatmadan evvel Zümer ve İsrâ sûrelerini okuduğunu rivayet eder. (Tirmizî, Sevâbu’l-Kur’an 21)

اَفَمَنْ يَتَّق۪ي بِوَجْهِه۪ سُٓوءَ الْعَذَابِ يَوْمَ الْقِيٰمَةِۜ وَق۪يلَ لِلظَّالِم۪ينَ ذُوقُوا مَا كُنْتُمْ تَكْسِبُونَ ﴿٢٤﴾
كَذَّبَ الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَاَتٰيهُمُ الْعَذَابُ مِنْ حَيْثُ لَا يَشْعُرُونَ ﴿٢٥﴾
فَاَذَاقَهُمُ اللّٰهُ الْخِزْيَ فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَلَعَذَابُ الْاٰخِرَةِ اَكْبَرُۢ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ ﴿٢٦﴾
Karşılaştır 24: Düşünün bakalım, kıyâmet günü elleri kelepçeli olduğu için kendini o en kötü azaba karşı ancak yüzüyle korumaya çabalayan kimse, hiç azaptan emin olan kimse gibi olur mu? O gün zâlimlere: “Dünyadayken kazandığınızın cezasını tadın!” denilir.
Karşılaştır 25: Onlardan öncekiler de peygamberleri yalanlamışlardı. Bu yüzden hak ettikleri azap, hiç farkına varmadıkları bir yerden tepelerine patlayıverdi.
Karşılaştır 26: Böylece Allah onlara dünya hayatında alçaklığı ve perişanlığı tattırdı. Âhiret azabı ise daha da büyük, daha müthiştir. Keşke bilselerdi!

TEFSİR:

Kur’an’a ve Peygamber’e sırtlarını dönen bu bedbahtlar, âhirette elleri ve ayakları arkadan demir zincirlerle sımsıkı bağlı olarak cehenneme atılacaklar. Ellerini hareket ettirme imkânı bulunmadığından yüzleriyle kendilerini o dehşetli azaptan kurtarmaya çalışacaklar. Halbuki bir tehlike karşısında insan bir başka uzvuyla yüzünü korumaya çalışır. Buna göre “şiddetli azaba karşı kendini yüzüyle korumaya çalışma” ifadesi, cehenneme atılan kişinin azap karşısında kaldığı çaresizliğin en acı bir fotoğrafını göstermektedir. Peygamberlerini yalanlayan önceki toplumlar, dünyada rezil rüsvâlık ve âhirette de büyük bir azaba düçar kaldıkları gibi, bundan böyle de Peygamber (s.a.s.)’in ve Kur’an’ın davetine icâbet etmeyen fert ve toplumlar, dünyada her türlü alçaklık ve rezilliği tadacaklar, âhirette de daha büyük azap olan cehennem azabına uğratılacaklardır.

Bu sebeple, insanlığı hem dünyada hem de âhirette kurtuluşa erdirmek için:
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/12/hicr-suresinin-55-56-ayetleri-ne-anlatiyor-197660-m.jpg
Hicr Suresinin 55-56. Ayetleri Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: قَالُوا بَشَّرْنَاكَ بِالْحَقِّ فَلَا تَكُنْ مِنَ الْقَانِط۪ينَ قَالَ وَمَنْ يَقْنَطُ مِنْ رَحْمَةِ رَبِّه۪ٓ اِلَّا الضَّٓ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/12/kuran-i-kerimi-anlayarak-hissederek-ve-feyz-alarak-okumanin-onemi-nedir-197656-m.jpg
Kur’ân-ı Kerîm’i Anlayarak, Hissederek ve Feyz Alarak Okumanın Önemi Nedir?

Gerçek saâdet, Kur’ânî hakîkatlerin cenneti içinde yaşayabilmektir. Her iki cihânın da bahtiyarlığı, Kur’ân’ın ihtişâmına bürünmekle mümkündür. Zira K ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/12/hicr-suresinin-45-46-ayetleri-ne-anlatiyor-197647-m.jpg
Hicr Suresinin 45-46. Ayetleri Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّ الْمُتَّق۪ينَ ف۪ي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍۜ اُدْخُلُوهَا بِسَلَامٍ اٰمِن۪ينَ Takvâ sahipleri, mutlaka cennetlerde ve pın ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/12/kuran-i-kerime-muhabbet-ve-tazim-nasil-olmalidir-197645-m.jpg
Kur’an-ı Kerim’e Muhabbet ve Tazim Nasıl Olmalıdır?

Bizler için örnek şahsiyetler olan ashâb-ı kirâmın ve evliyâullâhın Kur’ân-ı Kerîm’e karşı hissettikleri büyük mes’ûliyet duygusu, onu ne derecede hay ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/12/hicr-suresinin-21-ayeti-ne-anlatiyor-197619-m.jpg
Hicr Suresinin 21. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا عِنْدَنَا خَزَٓائِنُهُۘ وَمَا نُنَزِّلُهُٓ اِلَّا بِقَدَرٍ مَعْلُومٍ Her şeyin hazineleri sade ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/12/ummetin-en-sereflileri-hadisi-197615-m.jpg
“Ümmetin En Şereflileri” Hadisi

Kur’ân-ı Kerîm’i, her devirde milyonlarca hâfız ezberlemiştir. Müsteşriklerin dahî îtirâf ettikleri gibi[1] bu durum, yeryüzünde hiçbir kitaba nasîb o ...