Zümer Sûresi 6. Ayet Tefsiri


6 / 75


Zümer Sûresi Hakkında

Zümer sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 75 âyettir. İsmini 71 ve 73. âyetlerde geçen “zümreler, gruplar, bölükler” mânasına gelen اَلزُّمَرُ (zümer) kelimesinden alır. 22. âyette geçen ve “köşkler, odalar” mânasına gelen اَلْغُرَفُ (ğuref) kelimesi de sûreye isim olmuştur. Resmî tertîbe göre 39, iniş sırasına göre 59. sûredir.

Zümer Sûresi Konusu

Sûrede ağırlıklı olarak tevhid inancının ve Allah’a ihlasla kulluk yapmanın ehemmiyeti ele alınır. Bir taraftan da şirkin bâtıllığı, saçmalığı ve kötü neticeleri geniş izahlarla beyân edilir. Mekke’de müşriklerin mü’minlere şiddetli baskı uyguladıkları bir dönemde indiği anlaşılan sûre, müslümanların gerektiğinde hicret etmelerine kapı aralar. Peygambere ve mü’minlere, ne tür zor şartlar altında olurlarsa olsunlar, dinlerinden asla taviz vermemeleri hatırlatılır. Çünkü tevhid inancının zedelenmesi, sonuç itibariyle bütün amellerin boşa çıkması gibi ağır kayıplara yol açabilecektir. Bu hususta peygamberin durumu bile diğerlerinden farksızdır. Sûre kıyâmetten bahsederek; tevhid ehlinin erişeceği hayırlı netice ile, şirke düşenlerin düçar kalacakları kötü sonu tesirli bir şekilde sahneleyip, dinleyenlerine hem iki farklı neticeyi mukayese etme, hem de ikisi arasında tercihte bulunma fırsatı sağlayarak son bulur.

Zümer Sûresi Nuzül Sebebi

          Mushaftaki sıralamada otuz dokuzuncu, iniş sırasına göre elli dokuzuncu sûredir. Sebe’ sûresinden sonra, Mü’min (Gåfir) sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Allah’ın rahmetinden ümit kesilmemesi gerektiğini belirten 53. âyetten itibaren üç veya yedi âyetin Medine döneminde indiği yolunda rivayetler varsa da bu rivayetler zayıf bulunmaktadır (bk. İbn Âşûr, XXIII, 311).

Zümer Sûresi Fazileti

Hz. Aişe, Resûl-i Ekrem (s.a.s.)’in her gece yatmadan evvel Zümer ve İsrâ sûrelerini okuduğunu rivayet eder. (Tirmizî, Sevâbu’l-Kur’an 21)

خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ ثُمَّ جَعَلَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَاَنْزَلَ لَكُمْ مِنَ الْاَنْعَامِ ثَمَانِيَةَ اَزْوَاجٍۜ يَخْلُقُكُمْ ف۪ي بُطُونِ اُمَّهَاتِكُمْ خَلْقًا مِنْ بَعْدِ خَلْقٍ ف۪ي ظُلُمَاتٍ ثَلٰثٍۜ ذٰلِكُمُ اللّٰهُ رَبُّكُمْ لَهُ الْمُلْكُۜ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ فَاَنّٰى تُصْرَفُونَ ﴿٦﴾
Karşılaştır 6: O, sizi bir tek nefisten yarattı, ondan da eşini var etti. Sizin faydalanmanız için hayvanlardan sekiz çift meydana getirdi. O sizi analarınızın karnında üç karanlık içinde, bir yaratıştan diğerine geçirerek yaratıyor. Rabbiniz olan Allah işte budur. Bütün kâinatın mutlak mülkiyet ve hâkimiyeti O’na aittir. O’ndan başka ilâh yoktur. Böyle iken, nasıl oluyor da O’na kulluktan yüz çeviriyor, yanlış yollara sürükleniyorsunuz?

TEFSİR:

İnsanın başlangıçta bir tek nefisten yaratılması, sonra eşinin var edilmesi, daha sonra bunların neslinden ana-baba beraberliğiyle insan neslinin devam edip gitmesi ne müthiş bir kudret akışı ve azamet tecellisidir. İnsanların istifadesine sunulan; etlerinden, sütlerinden ve tüylerinden yararlanılan hayvanlar da Allah Teâlâ’nın varlık delilidir. Bunlar erkeği ve dişisiyle birlikte deve, sığır, koyun ve keçidir. (bk. En‘âm 6/143-144)

Âyet-i kerîme, ayrıca insanın yaratılışı ile alakalı, indiği dönemin ilmî seviyesine göre oldukça derin bir noktaya adeta projektörünü çevirip gizli hakîkatleri ortaya çıkarmaktadır. O da insanın anne karnında “üç karanlık bölge”de çeşitli safhalardan geçirilerek yaratılıyor olmasıdır. Bugünkü ilmî tespitlere göre “üç karanlık bölge”den maksat;

  Anne karnı karanlığı

  Rahim karanlığı

  Döl yatağı karanlığıdır.

Görüldüğü gibi bugün modern biyoloji, bebeğin embriyolojik gelişiminin yukarıdaki ayette bildirildiği şekilde, üç farklı karanlık bölgede gerçekleştiğini ortaya koymuştur. Ayrıca embriyoloji alanındaki gelişmeler bu bölgelerin de üçer katmandan oluştuğunu gösterir:

  Karın duvarı üç tabakadan oluşur: Dış kas plakaları, iç kas plakaları, çapraz kaslar.

  Rahim duvarı da üç katmandan oluşur: Epimetrium, miyometrium ve endometrium.

  Aynı şekilde embriyoyu saran kese de üç katmandan oluşur: Amniyon: Rahimde fetusu saran en iç zar- amnion. Koryon: Orta amniyon zarı- chorion. Desidüa: Dış amniyon zarı.

“Çeşitli safhalar”dan maksat ise, çocuğun ana rahmine düşmesinden doğumuna kadar geçirdiği nutfe, aleka, mudğa, kemik, kemiklere et giydirilmesi ve ruh üflenmesi gibi dönemlerdir. (bk. Hac 22/5; Mü’minûn 23/14)

Bugün tıp fakültelerinde ders kitabı olarak okutulan bütün embriyoloji kitaplarında bu konu en temel bilgiler arasında yer alır. Anne rahmindeki gelişim ile ilgili bu bilgiler, ancak modern teknolojik aletlerle yapılan gözlemler sayesinde elde edilebilmiştir. Görüldüğü gibi bu bilgilere de, diğer pek çok ilmî gerçek gibi, mûcizevi bir biçimde Kur’an ayetlerinde dikkat çekilmiştir. İnsanlığın tıbbi konularda hiçbir detaylı bilgiye sahip olmadığı bir dönemde, Kur’an’da bu derece ayrıntılı ve doğru bilgilerin verilmiş olması, elbette Kuran’ın Allah’ın sözü olduğunun açık bir delilidir.

Bunları vahiy yoluyla haber veren Yüce Rabbimiz olduğu gibi, bundan daha mühimi bunları yaratan ve yaratmakta olan da Yüce Rabbimizdir. İşte Kur’an insanlığı tek ilâh olan o Rabbe kulluğa davet etmekte; nasıl olup da O’na kulluktan döndürülebildiğimizi sormaktadır. Burada “Nasıl dönüyorsunuz?” değil de “Nasıl döndürülüyorsunuz?” diye sorulması dikkat çekicidir. Bununla bâtıla çağıranlara değil, onların çağrısına uyanlara hitap edilmektedir. Çünkü bâtıla çağıranlar kesin tercihlerini yapmış, çıkarları ile sapıklıkları birleşmiştir. Gerçeği görseler bile sırf çıkarları yüzünden sapıklığı bırakamazlar. Fakat onların peşine takılanların, bu menfaat şebekesinin elinden kurtulmaları mümkündür. Çünkü onlar kandırılmıştır ve şirkten bir menfaatleri de yoktur. Başkalarının güdümündeki bu insanlar biraz düşünecek olsalar, kendilerini şirk koşmaya teşvik edenlerin, bu davranışlarıyla nasıl bir çıkar ilişkisi içinde olduklarını fark edecekler ve bu yanlış yoldan dönebileceklerdir.

Şunu unutmayın ki:
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-92-ayeti-ne-anlatiyor-195159-m.jpg
Enâm Suresinin 92. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: وَهٰذَا كِتَابٌ اَنْزَلْنَاهُ مُبَارَكٌ مُصَدِّقُ الَّذ۪ي بَيْنَ يَدَيْهِ وَلِتُنْذِرَ اُمَّ الْقُرٰى وَمَنْ حَوْلَهَاۜ وَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-82-ayeti-ne-anlatiyor-195113-m.jpg
Enâm Suresinin 82. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2017/09/hasta_dua-702x336.jpg
Şifa Ayetleri

Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2019/04/fakirlik_görmez-702x336.jpg
Vakıa Suresi

Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-79-ayeti-ne-anlatiyor-195094-m.jpg
Enâm Suresinin 79. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-72-ayeti-ne-anlatiyor-195071-m.jpg
Enâm Suresinin 72. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...